22 Temmuz 2017 Cumartesi

64) YİRMİ ALTI ADAM VE BİR KIZ - MAKSİM GORKİ


Cumhuriyet Dünya Klasikleri
Çeviri: Ataol Behramoğlu
111 sayfa


Yirmi Altı Adam ve Bir Kız’ı Bodrum’dan aldım. Çıktığımız Akdeniz – Ege turunda iki gece Bodrum konaklaması vardı. Biz de ilk akşamımızda şehri yürüyerek gezmeye karar verdik.

Yürürken, karikatüristlerin bulunduğu alanın önündeki ikinci el kitap standı dikkatimi çekti. Dünya Klasikleri’ni incelerken, kitapçı amca da bana Hasan Ali Yücel tarafından çevirtildiğini ve çevirilerinin çok iyi olduğunu anlatıyordu –bilsem de dinlemenin keyfi başka. Bilgili kitapçıları severim, bilirsiniz.

Yirmi Altı Adam ve Bir Kız üç hikayeden oluşuyor ve adını da son hikayeden alıyor. Bu öykülerde Gorki yaşamını anlatıyor.

Hikayelerin içinden en çok Konovalov’u sevdim.

Gorki realizm akımından olduğu için, hikayelerin içeriklerini de tahmin edebilirsiniz. Genel olarak ekmeğini kazanmaya çalışanları -kendisi dahil- konu almış.

camel beach, kağıt salıncak, kitap, yorum


Öyküler yazıldığı dönemi yansıtsa da, kadınlara olan bakış açısı beni rahatsız etti. Bknz: “Kadınların aklına parlak düşünceler pek seyrek gelir ya, gördüğünüz gibi yine de geliyor işte…” Belki günümüzde de böyle düşünen bir grup olduğu içindir.

Neyse efendim, Gorki seviyorsanız Yirmi Altı Adam ve Bir Kız’ı es geçmeyin. Bodrum’a yolunuz düşerse de, kitapçı amcaya benden selam götürün. :)

“İnsanlık yüksek bir kültür düzeyine ulaştı. Bu bakımdan ruhunuzun açlığını karnınızın açlığından daha kolay giderebilirsiniz.”

“Sokak insan dolu. Bir sürü insan geçer oradan. Onları görürsün, fakat ilgini çekmezler… Umrunda bile değillerdir… Geçip giderler… Ama kitapta okuyunca öyle acırsın ki, yüreğin duracak gibi olur…”

“İnsanoğluna niye inanmayayım? Yalan bile söylese inan ona, dinle, niçin yalan söylediğini anlamaya çalış. Yalan, insanı kimi zaman gerçekten daha iyi açıklar…”

“İnsanlar kentler kurmuş, evler kurmuş, kümelenmişler orada. Toprağı bozuyor, havasızlıktan boğuluyor, birbirlerini bunaltıyorlar… Yaşamak mıdır bu?”


“Her şeylerini söylemiş, konuşacak hiçbir şeyi kalmamış olanların suskunluğu ne kadar acı ve korkunçtur.”


25 yorum:

  1. Resimler harika :) Kitapçıları ve sahafları dolaşmaktan keyif alırım,hoş gelir bana. Kitapta kısa kısa hikayelerin olması güzelmiş,önerdiğin hikayeyi de merak ettim,sevgilerle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tuğçe Yüksel,
      O zaman sahaflarda rastlayabilirsin belki kitaba :)) Teşekkür ederim :))

      Sil
  2. “İnsanlar kentler kurmuş, evler kurmuş, kümelenmişler orada. Toprağı bozuyor, havasızlıktan boğuluyor, birbirlerini bunaltıyorlar… Yaşamak mıdır bu?”
    Bir de şu halimizi görse, intihar mı ederdi?
    Kadınlara bakış açısından dolayı gözümden düßtü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahçe Perim,
      Gökdelenlere karşı Gorki'yi düşünemedim, herhalde katlanamazdı. :/

      Sil
  3. Kadınlarla ilgili olan alıntı gerçekten de rahatsız ediciymiş... Bilgili kitapçılar ayrı bir sempatik oluyor gerçekten :) Deniz manzaralı resimler neden bu kadar güzel olmak zorunda? *_*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İrem Akay,
      Başka yerlerde de kadınlarla ilgili olumsuz cümleler vardı.
      Deniz harika bir detay :))

      Sil
  4. Kadınlar hakkında öyle düşündüğünü bilmiyordum ben de şaşırdım ama yaşadığı dönem gözönüne alınınca...o yıllarda pek öyle feminizm, kadın hareketi yoktu belki ondandır...Çok teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bücürük ve Ben,
      Günümüzde bile böyle düşünen insanlar var :((
      Ben teşekkür ederim :))

      Sil
  5. Hemen tüm toplumlarda kadına haksızlık edilmiş. Kendilerini doğuran büyüten varlıkları bu ladar hor görmelerine anlam veremiyorum doğrusu. Ama ne yazık ki aynı zihniyeti taşıyan kişiler tanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Calimero,
      Değil mi? Annesini böyle görürken, aslında onun tarafından büyütüldüğü için kendine de bu laf değiyor bence.

      Sil
  6. Güzel bir kitap, beğenerek okumuştum. Bir kitap yabancı dilde çevriliyorsa tercümanın dile tam anlamıyla vakıf kalması gerekir. Bende bir, iki kitabın çevirisinde benzer durumlara rastladım. Hele birisi baştan ayağı çeviri hatalarıyla doluydu. İşte o zaman okuyan kişi yazarın düşünceleri ile çevirmenin bilgisi karşısında ikilemde kalıyor. Selam ve sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mükaddes'in Kaleminden,
      Ataol Behramoğlu'nun çevirilerini seviyorum, bence çevirisi güzeldi. Yazarın düşünceleri de dönemine göre normal ama işte.. değinmeden duramadım. Beğenerek okumanıza sevindim, güzel hikayelerdi :))

      Sil
  7. duymamıştım ama okunurmuş ivit :)

    YanıtlaSil
  8. Gorki'yi yakın arkadaşım severek okusam da pek dikkatimi çekmemişti. Sanırım hangi kitabıyla başlayacağımı bilemiyordum. Bu kitabıyla başlayabilirim :D İyi tatiller bu arada :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İrem Çelik,
      Tatilden döndüm :D Bu kitabının yeni basımı var mı bilmiyorum ama sahaflarda bulabilirsin bence :))

      Sil
  9. Maksim Gorki'yi çok severim, fotoğraflar da harika :) Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  10. Okumadığım bir kitap, fotoğraflar harika

    YanıtlaSil
  11. Gorki ve biyografisi deyince "Çocukluğum" kitabı aklıma geldi. Çocukken o kadar çok dayak yemiş ki üzüle üzüle okumuştum. Bu kendi döneminde Rusya'da normal bir olay tabii ama üzüldüm işte:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sezer Eser Perker,
      Bu kitaptan sonra Çocukluğum'u iyice merak ettim ben de.. İnsan üzülüyor :))

      Sil
  12. İlkay Özgür,
    Umarım bu özü değiştirmeyi başarırız :))
    Böylece hiçbir zaman kitapsız kalmayacağız, olumlu düşünelim. Her zaman tanışacağımız kitaplar, yazarlar olacak :D
    Teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil