29 Temmuz 2018 Pazar

HAM'Lİ ÇİFTÇİ GILES - J.R.R. TOLKIEN


42
İthaki Yayınları
Çeviri: Niran Elçi
197 sayfa


Tolkien okumayı özlemişim!

Kitapçıya gittiğimde elim Ham’li Çiftçi Giles’e gitti ve bir çırpıda bitirdim.

Ham’li Çiftçi Giles, Tolkien’in Orta Dünya’dan tamamen farklı olan pek az eserinden biri. Başta çocuk kitabı niyetiyle yazdığı hikaye geliştikçe yetişkinlere hitap etmeye başlamış. Tolkien’in kendi yorumuyla: “Kim satın alırsa alsın, bu hikayenin çocuklar için yazılmadığını fark edeceksiniz; gerçi diğer kitaplarda olduğu gibi, bu kitabın çocukları eğlendirmesini engellemeyecektir.”

Elimdeki basım, hikayenin son halini, ilk müsveddesini ve devam hikayesini içeriyor. Devam kısmı müsveddelerden alınmış, tam bir hikaye halinde değil. En sona notlar konmuş ve kelimelerin kökenleri, imalar vs. açıklanmış.

Tolkien seviyorsanız, masal okumak hoşunuza gidiyorsa tavsiye ederim. Giles ile Bilbo arasında bağ kurabilir ve köpeği Garm’ı Roverandum’dakine benzetebilirsiniz.

Keyifli okumalar! :)

“Ben bir çiftçiyim ve bununla gurur duyuyorum. Sade ve dürüst bir adam ve dürüst adamlar sarayda başarılı olamazmış, öyle diyorlar.”



26 Temmuz 2018 Perşembe

ATLAS SİLKİNDİ - AYN RAND


41
Plato Film Yayınları
Çeviri: Belkıs Dişbudak
1201 sayfa

Atlas Silkindi yazarın okuduğum ikinci kitabı -ilki Ego’ydu-. İngilizce adıyla Atlas Shrugged 3 bölümden oluşuyor: İtirazsız, Ya Öyle Ya Böyle, Gerçek Gerçektir.

Ayn Rand bu kitabında kurucusu olduğu objektivizmin ilkelerini anlatmış. Düşüncelerini bu 1200 sayfalık romanın içine yerleştirmiş. Uzun olduğuna bakmayın, genel olarak akıcı bir kitap ve devamında ne olacağını merak ettiriyor. –Durağanlaştığı yerler yok diyemem ama bu kalınlıkta bir kitap için normal olduğunu düşünüyorum.-

Yaratıcılık ve üretkenliğin savunulduğu bu kitapta, distopya ve ütopya iç içe geçmiş durumda. Dünyayı sırtında taşıyan Atlas’ın, günümüzde üreten, çalışan ve yaratan insanlar olduğunu düşünmüş müydünüz?

Derslerimde sürekli geçen ‘kamu yararı’ kavramına farklı bir bakış açısıyla bakmama sağladı Ayn Rand. Başarının normal, başarısızlığın istisna olması gerektiğini; ‘ben’in ‘biz’den önce geldiğini romandaki kahramanlar yoluyla bize anlatıyor. Kişi ve mesleği arasındaki ilişkiyi de çok iyi aktardığını düşünüyorum.

O zamansa büyük düşünelim ve tekrarlayalım: “Hayatım ve hayatıma olan sevgim adına yemin ederim ki, hiçbir zaman bir başka insan için yaşamayacağım ve başka bir insandan benim için yaşamasını istemeyeceğim.

Eylemcan'a kitap için teşekkür ediyorum buradan. :)

Kitaplı günler!

“Varoluşun en harikulade duygusu buydu. Güvenmek değil… bilmek!”

“Ona ‘Kalbinde acıma duygusu olmayan birinden daha kötü insan var mıdır?’ diye sorulduğunda, ‘Vardır,’ demişti. ‘Başkasının kendisine acımasını silah olarak kullanan insan.’”

“Para, toplumsal değerin barometresidir. Ticaretin iki tarafın rızasıyla değil de, zorlamayla yapıldığını görürseniz, üretebilmek için hiçbir şey üretmeyen insanlardan izin almanız gerektiğini görürseniz, paranın mal alıp satanlara değil de, ikramlar, iltimaslar alıp verenlere doğru aktığını görürseniz, insanların çalışmayla değil de, nüfuzla zenginleştiğini gözlemlerseniz ve yasalarınız da sizi bütün bunlardan korumuyorsa, tam tersine, o insanları size karşı koruyorsa, yolsuzluğun ödüllendirildiğini, dürüstlüğün kendini feda etme anlamına geldiğini anlarsanız, toplumun yazgısının yok olmak olduğunu anlarsınız.”

“İnsanın tek ahlaki amacı, kendi mutluluğudur, ama ona ancak kendi değerleri aracılığıyla ulaşabilir. Değerler kendi başına amaç değildir, ödül de değildir, kötülüğün ödülüne bir kurban yemi de değildir. Değerlerin ödülü Hayat’tır, hayatın amacı ve ödülü de mutluluktur.”

“Güç ve akıl birbirinin tersi olan kavramlardır; silahın girdiği kapıdan ahlak çıkar.”



18 Temmuz 2018 Çarşamba

YILDIZ TOZU - NEIL GAIMAN


40
İthaki Yayınları
Çeviri: Berat Çelik
292 sayfa


Evet, en sevdiğim Neil Gaiman kitabıyla buradayım! Yıldız Tozu favorim oldu, yanlış duymadınız!

Yazarın tüm kitaplarını okumadım, aslında sadece Mezarlık Kitabı ve Kıyamet Gösterisi’ni okumuşum –kitaplığımı kontrol ettim. Yazarın enteresan bir hayal gücü olduğunu düşünüyorum.

Lisedeyken Yıldız Tozu’nun filmini izlemiştim. Beğenmiştim ve o günden beri kitabını almak istiyordum. Geçen sene kitabın tükenmekte olduğunu fark ettim ve birkaç kitapçı gezip buldum. İyi ki bunu yapmışım çünkü şu an kitabın baskısı yok.

Yıldız Tozu büyükler için yazılmış bir peri masalı. İçinde aşk var, macera var, mucizeler var… Bunların yanında okura mutluluk vermesi de ekstrası.



Bazen masallara da ihtiyacımız var sevgili blogdaşlar. Büyürken dinlediğimiz ve hayalini kurduğumuz masal dünyası hala bizi rahatlatacak kadar geniş. Sadece kitabın kapağını aralayın. :)

“Alışveriş için buradaysan (…) alıp vereceklerin mucizeler ve harikalar olmalı.”

“Her sevgili yüreğinde çılgının biri ve zihninde bir ozandır.”

“Sahip olmak zor değildir bir şeye. Ya da her şeye. Sadece onun sana ait olduğunu bilmen ve sonrasında onu kendi haline bırakmaya razı olman gerekir.”



13 Temmuz 2018 Cuma

ANAYASA YARGISINDA İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ - SAADET YÜKSEL


39
Alfa Hukuk
374 sayfa


Saadet Yüksel Anayasa dersime giren hocalarımdan biri. Anayasa Yargısı’nı işlerken Ölçülülük standardı için kitabını önermişti. 223. sayfadan başlayan bölümü okumalıydık kısaca.

Ben de kitabı tamamen okumaya karar verdim, sınava yetiştiremedim ama olsun.

Anayasa Yargısında İbadet Özgürlüğü dört bölümden oluşuyor. İlk kısım İnan ve İbadet Özgürlüğü başlığını taşıyor ve farklarıyla, içeriklerini anlatıyor. İkinci kısım, İbadet Özgürlüğünün Sınırlanması Bağlamında Din – Devlet İlişkileri: ABD Ayrılıkçı, Alman Karşılıklı Anlaşma ve Fransız Laiklik Modelleri’ni konu alıyor. Üçüncü bölüm Türkiye’de İbadet Özgürlüğünün Sınırlanması Bağlamında Din – Devlet İlişkileri, dördüncü kısım ise İbadet Özgürlüğünün Sınırlanması Bağlamında Ölçülülük’ü inceliyor.

Eğer ilginiz varsa, iyi bir kaynak olabilir.



9 Temmuz 2018 Pazartesi

BÜTÜN ŞİİRLERİ 2 - ŞÜKRÜ ERBAŞ


38
Kırmızı Kedi
173 sayfa


“Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu, ben acılarımı buldum.”

İlk defa Şükrü Erbaş okuyorum, bu yüzden neden Bütün Şiirleri 1’i değil de 2’yi tercih ettiğimi merak edebilirsiniz.

Kitabı aldığım dönem sürekli Ömür Hanımla Güz Konuşmaları’nı dinliyordum. –Çok güzeldir, dinlemek isterseniz alta bırakıyorum.- Okumak da istedim ve araştırmalarımın sonucunda Bütün Şiirleri 2’nin içinde olduğunu gördüm.

“Ölçüsüz yaşamak bize göre değil Ömür Hanım. Büyürken geniş ufuklarımız olmadı bizim. Küçücük avuçlarımızla sınırlarımızı genişletmek istedikçe yaşamın binlerce engeli yığıldı önümüze. Hangi birini yenebilirdik bunca olanaksızlık içinde. Umutsuzluğu tanıdık, yenilgiyi öğrendik böylece…”



Bütün Şiirler 2; Bütün Mevsimler Güz, Dicle Üstü Ay Bulanık, Kül Uzun Sürer, Derin Kesik kitaplarından oluşuyor.

İçinde aşk şiirleri olduğu kadar, siyasi şiirlerde var. Birkaç düzyazı da mevcut.

Derin Kesik en az stickerladığım bölüm olmuş. Diğer üç kısmı daha çok sevdim. Ülkenin Uçurumu, İmrenin ve Yakının, Ömür Hanımla Güz Konuşmaları, Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun favorilerim oldular.

Arada şiir molası vermeyi ihmal etmeyin. Keyifli okumalar!

“İnsanların çevremde açtığı yalnızlığı
Yine onlarla doldurmak için
Güneşle birlikte çıkıp yataklardan
Ay ışığı ile dönüyorum evlere
Azalan ömrümü böyle uzatıyorum.”

“Yaşamak hükmünü sürdürse de tenimizde
Herkes biraz kendi cenaze töreninde…”

“Kimsenin kalmadığı darmadağın köylerde
‘Önce Vatan’ yazısı bir hüzün değil midir?”

“Herkes ölçülü bir incelikle birbirine elini uzatıyor, ama kimsenin eli kimseye değmiyordu. Dokunmak nesnesiz bir duyguydu, insanın gövdesinde taşa kesilen. Küçük adamların büyük yalnızlığı doldurmuştu dünyayı.”

“Büyüklerin bunca uzun yaşadığı bir ülkede
Bir onur dersi midir çocukların ölümü?..”




5 Temmuz 2018 Perşembe

Yaşamdan Kareler: Sarman ve Patates


Dikkat! Bu post aşırı derecede tatlılık içermektedir.



Sarman’ı size anlatmak geçen yıldan beri aklımdaydı. Bugün yanına Patates’de katılınca artık ertelemeyeyim dedim.

Şimdi size öncelikle Sarman’ı tanıtayım. Kendisi geçen sene babaannemlerin köydeki evine gelmiş. Yavrularını da görünce bizimkiler kıyamamış ve yemek vermişler. O zamandan beri Sarman acıktığında babaannemlere geliyor ve kapıda miyavlamaya başlıyor.




Geçen sene yavrularını birileri almış, uzun zaman üzgün gezmiş. Bu yaz yavrularını göremedik ama olduğunu tahmin ediyoruz. Kendisi cefakar bir anne.





Yemeğini yedikten sonra bir süre geziniyor veya yavrularına gidiyor. Acıktığında geri dönüyor. Kendisini sevdirmek en büyük hobilerinden biri ve sevilirken uyumaya bayılıyor.



Patates çok sık gelmeyen hatta adını bugün alan diğer tatlılık. Kahvaltıda patates yerken, halam kedilerin yemeyeceğini savunuyordu. Bizim kedi -halamın ifadesiyle- biraz kibar olduğu için dokunmadı ama diğeri verdiğim parçayı yedi. Böylece adını Patates koydum.

Patates


Patates erkek ve daha genç, Sarman’ın eski çocuklarından olabileceğini düşünüyoruz. Geldiğinde biraz ürkekti ama on dakika içinde bacaklarıma dolanmaya başladı. Kendisi daha hareketli ve atılgan. Sarman yanında sakin kalıyor ama yaşlarıyla ilgili de olabilir.
 
Soldaki Patates, sağdaki Sarman


İkisini de çok sevdim. Köyde tek başıma yaşasam açık kapı politikası uygular ve hepsini eve alırdım, hatta Minerva McGonagall olsam kedi formumda hayatıma devam ederdim. 😂


Not: Floransa’da kiralık oda bulabileceğim güvenilir siteler biliyorsanız, önerilere açığım. Çok teşekkürler! 💙


3 Temmuz 2018 Salı

ŞEYTAN TÜYÜ - JULIE JAMES


37
Ephesus Yayınları
Çeviri: Süreyya Çalıkoğlu
441 sayfa


Şeytan Tüyü, büyük aşklar nefretle başlar sözünün kitaba dönüşmüş hali.

Polisiye romantik türünün üyesi olan kitabımız, Savcı Cameron Lynde ile Ajan Jack Pallas’ı konu alıyor. Kendilerini cinayetin ortasında buluyorlar ve olaylar gelişiyor.

Şeytan Tüyü, serinin ilk kitabıymış. Seri olduğunu okurken bilmiyordum ama sanırım devam kitaplarında başka karakterleri anlatmış.

Akıcı, hızlı okunan bir roman. Çerez kitaba ihtiyacınız varsa, iyi bir alternatif olabilir.

Kitaplı günler :)



2 Temmuz 2018 Pazartesi

YAZ DÜŞLERİ DÜŞ KIŞLARI - TOMRİS UYAR


36
Yapı Kredi Yayınları
81 sayfa


Tomris Uyar’dan daha önce Dizboyu Papatyalar’ı okumuş, sevmiştim. Yaz Düşleri Düş Kışları’yla ikisini beraber almıştım.

Kitabın fotoğrafı kütüphaneden. Finaller varken ince olduğundan dolayı yanımda taşıması kolay diye başlamıştım. O günden beri genelde çantamdaydı ama okumak pek içimden gelmedi.

İçinde 9 hikaye var fakat bana pek hitap etmediler.

Belki de kitabı okuma zamanım değildi. Bilemiyorum.

“Güzellik, ölümle içiçe yürür burada.”


“… bizim ülkemizde geçmişler ne kadar kısa, ne kadar da kısa süreli. Bizler, tarihimizi hep on ya da on beş yıllarla düşünürüz.”