Hoşçakal Kınalı Ada! Biz Heybeli'ye devam edeceğiz! |
İstanbul’da yaşayanlar bilir, adalar kalabalıktan kurtulmak için
iyi bir kaçış yoludur. İnsanlara çarpmadan yürüyemediğin şehirden uzaklaşıp,
nefes alabileceğin yemyeşil bir dünyaya geçersin.
Liseden beri, beraber adalara gitme planları yapardık arkadaşımla.
Bugün bunu gerçekleştirdik. Benim gitmediğim iki ada vardı: Heybeli ve Kınalı.
Heybeli’yi tercih edip, Kabataş’tan vapura bindik.
Martıları besleyerek, güzel bir yolculuk geçirdik. Ama ada
martılarının acemi olduğunu belirtmekte fayda var. Havada kapmayı
başaramıyorlar. Kadıköy civarındakiler oooo, bizi bile yemişlerdi. :D
Vapurda belirlediğimiz rotamıza göre ilk durağımız sanatoryum
olacaktı lakin indiğimizde bir rehberle karşılaştık. Bize adanın haritasını
verdi ve Ruhban Okulu’nu üçe kadar gezebileceğimizi söyledi. Biz de
önceliğimizi değiştirip düştük yollara.
‘Yeşil panjurlu hangi evin oradan döneceğiz?’ vs. derken, bisikletçileri
fark etmeden geçtik. Tabanvay sistem yine iş başındaydı! :D
20 dakikalık tırmanmanın ardından Özel Rum Lisesi yani Ruhban
Okulu’na vardık. Bahçesi muazzam, oldukça bakımlı. Böyle okulumuz vardı da biz
mi gitmedik? :D
İçine girdik lakin sadece birinci kat gezilmek için açıktı.
Merdivenlerin önünü kapamışlar. Giriş sağ ve sol koridor olmak üzere ikiye
ayrılıyor. Biz de bakınırken, sol tarafa yöneldik. Tüm sınıfların kapıları
kapalı, camlardan biraz görülebiliyor. Ben bir kapıyı açıp içeri girdim. Ama
tahtalar o kadar gıcırdıyor ki acaba görevlilerin bizi fark etmesini sağlayan bu
mu oldu, bilemedim. Kapının ardında oldukça tarihi bir sınıf bizi karşıladı.
Tam incelerken ne oldu dersiniz? Görevliler geldi. :D Bu tarafta da gezmek
yasakmış, temizlik yapılıyor diye kapıya asık bant kaldırılmış.
Yasaklı sınıf |
Biz de oldukça atarlı bir biçimde karşı koridora geçtik ve ta
daa tüm kapıların üstüne asma kilit asmışlar. Sadece koridorda bakınarak
yürüdük.
Okulun içini görememekten kaynaklanan bir hüsran olsa da, bahçesi
için tırmanmaya değerdi. Bahçenin arka tarafında keçi, eşek, koyun gibi
hayvanlar da besleniyor.
Okuldan ayrılıp İsmet İnönü’nün evi için yola koyulduk. Yürüdük,
yürüdük ve haritayla bulamayacağımıza karar kıldık, arkadaşım navigasyonunu
açarken ben de marangoz amcaya sormaya gittim.
Amca yol tarifi vermeden önce, benle biraz lafladı.
Eskişehirliler ile Trakyalıların iyi geçinmesi açısından bir bağ kurduk. :D Ada’ya
taşınma hikayesinden sonra, İstanbul’un hangi semtinde oturduğumu sordu.
Söyledim.
-
Oooo, çok kalabalıkmış, tramvay derdi falan… Nasıl
yaşayabiliyorsunuz?
-
Yaşayamıyoruz.
İsmet İnönü'nün Evi |
Amcayla vedalaştıktan sonra, İsmet
İnönü’nün evini bulduk. 100 metre daha yürüsek önündeymişiz. :D Tadilat
nedeniyle kapalıydı.
Hüseyin Rahmi'nin Evi |
Sonraki durağımız Hüseyin Rahmi
Gürpınar’ın evi oldu. Çamlığın ortasında oldukça güzel bir yerdeydi. AMA…
Yıkılacak gibiydi. Bakımsızlıktan inim inim inliyordu.
Ardından sanatoryuma gidip, evdeki hesabın
çarşıya uymayacağını unutup gezimizi sonlandırmayı düşündük. Sorun şuydu ki, -yer
yön bilgisi ve harita okuma kabiliyeti olmayan- benim elimde bir kroki vardı.
Kaçınılmaz sonuç olarak yanlış yola girdik. :D Alp Görüngen Yolu’nda
kendimizi bulduk.
Bu hat faytonların büyük tur güzergâhıymış.
Ada çok kalabalık olmadığı için bu yol oldukça ıssızdı.
Hatamın olumlu getirisi olarak
Terki Dünya Manastırı’na da uğradık ama bahçesinde çoraplar asıktı. Tarihi
ibadet yerinden çok, eve benziyordu.
Çamaşırlar görünmesin diye çabalayan fotoğraf :D |
Çam Limanı Koyu’na geldiğimizde
peşimize dört tane köpek takıldı. Kedi insanı olduğumu biliyorsunuz, bu yüzden
başta bu dörtlüden korktum hatta birinin dişlerinin kanlı olduğunu sandım.
Oysaki sadece kendi hayal gücümmüş. :D
Çam Limanı Koyu |
-Merve* yakında sadece kemiklerimiz kalacak, sen hala fotoğraf çekiyorsun! *Merve = liseden arkadaşım |
Birinci sanatoryum binasına kadar
her şey güzeldi. Bize eşlik ediyorlar, beraber yürüyoruz. Birinci sanatoryuma
geldiğimizde, binanın kapısının yakınlarında başka bir köpek yatıyordu. Bizimkilere
hırlamaya başlamasın mı? Kesin köpek kavgasının ortasında kalacağız düşüncesi kafamızda
yeşerdi. :D
Bir şekilde aralarından geçip,
peşimizdeki dörtlüyle ikinci sanatoryuma doğru yürümeye başladık. Bir sürpriz
daha! Askeriyenin köpekleri! Neyseki oradan da sağ çıktık. :D
Vapur iskelesine vardığımızda
pestilimiz çıkmıştı ama mutluyduk. Köpek maması olmamıştık. :D
Bulduğumuz her kediyi besledik –hatta
bizim dörtlü peşimizdeyken bile!- :D
18.30 vapuruna bindik ve dönüşe geçtik. Sarp Apak'da bizimle aynı vapurdaydı. :D
Ne kadar güzel fotoğraflar, ellerine sağlık :)
YanıtlaSilDreamella,
SilTeşekkür ederim Dream :))
çok güzel bir yazı olmuş :)
YanıtlaSilSihirli Süpürge,
SilTeşekkürleer :))
Kıskandım mı ben acaba şimdi? :D
YanıtlaSilSınıf ne kadar güzel aslında ya. Ama yani bakamayacaksak ne anlamı vardı ki? :D
Çok güzel olmuş fotoğraflar, geziniz de. :')
Köpekler iyiymiş ehehe sağ çıktığınıza sevindim blogcan :D
Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın evinin bakımsızlığının Türkiye açısından kepazeliği...
Nefret ediyorum böyle şeylere önem vermeyişimizden.
Neyse... Sonraki gezini merakla bekliyoruum! :)
Kalem Fili,
SilGel beraber de gezelim :D
Ay nen, iyi ki kazara gezilmeyecek koridora girmişim :D
Gerçekten öyle blogcan, o evlere nasıl bakmayız ki? Karşılaştığımız rehber bu durumdan yakınmıştı, devlet Hüseyin Rahmi'yle ilgilenmiyor diye. Ama ben bu durumda bulacağımızı düşünmemiştim. Güvenlik falan olur, en azından rica edersek gezdirir diye hayal etmiştim :D Fazla olumluymuşum :D
Çok güzel fotoğraflar, geze geze İstanbul. :)
YanıtlaSilRuhsuz Atmaca,
SilOooooo kimleri görüyorum :D
Heybeli ada Hüseyin Rahmi'nin bir çok eserinde geçtiği üçin bende anlamı başkadır. Adayı görünce o eserlerin boşuna yazılmamış olduğunu sanki o dönemde yaşıyormuşum hissine kapılmıştım.
YanıtlaSilCafe Tigris,
SilHüseyin Rahmi'nin sadece iki kitabını okudum ama ada güzeldi gerçekten Tigriscim, ben de kitaplarını okuyunca tekrar gideyim o zaman :))
Ne güzel fotoğraflamışssın, havalar düzelse bende gideceğim :)
YanıtlaSilMerve'nin Evinden,
SilKesinlikle gitmelisin, yavaştan düzelmeye başladı zaten :))
Ay bende simit atınca hep havadan kapıcaklarını filan düşünüyodum martıların anca denize düşsün :)) Kınalı adaya bende daha gidemedim :( Fotoğraflar şahane olmuş :)
YanıtlaSil'Merve yakında sadece kemiklerimiz kalacak, sen hala fotoğraf çekiyorsun' kahkaha attım okuyunca :D
Gözde'nin Blog Günlüğü,
SilKadıköy vapurundakiler kapıyor havada cidden :D Alışmışlar hop tutuyorlar. :D Ada martıları acemi bence :D Kınalı'ya da giderim umarım kısa zamanda, teşekkür ederim :D
Merve yani lise arkadaşım ben koştur koştur giderken, köpekleri çekmeye çalışıyordu :D Ruhu çılgın :D
Çok şanslısınız İstanbul da yaşayanlar :)
YanıtlaSilAbdullah Özer,
SilGezme açısından evet, ama kalabalık açısından hayır diyeceğim :))
Bir günü şiir gibi yaşamak dediklerine örnek olabilir bugün :)
YanıtlaSilKiraz Çiçeği,
SilNe kadar güzel bir benzetme :)) Daha güzel günlerin olsun :))
çok güzel yaaa <3 hala İstanbul'a gitmemiş biri olarak en merak ettiğim kısmının adalar olduğunu söylemeliyim. çok huzur verici geliyor bana. fotoğraflar da çok iyi geldi şu an :)
YanıtlaSilBi Poşet Kitap,
SilAdalar benim gözümde de huzurun temsili Poşet, gelirsen kesinlikle uğra. İstanbul'un yoruculuğundan uzak, bir nevi soyutlanmış mutluluk durakları :)) Bir de yaz sezonunda çok kalabalık oluyorlar, baharı tercih etmeni öneririm :))
Çok güzelllll :) İstanbullll bekle geliyorum:))
YanıtlaSilSiyah Kuğu,
SilBekliyoruz Kuğuuu, koş :D
adalara gitmek hiç nasip olmadı, bizimkiler bile gitti bendeniz her olayda son monikan gibi beni bırakın siz önden gidin trajidisini film tadınya yaşayan insan yine geride kaldı. umarım bir gün gidebilirim de, cidden epey köpek varmış orada. (bizimkilerin turundan da bilirim. videoya çekmişlerdi. terri cinsi bir ufaklık takılmıştı hatta peşlerine) ben olsam tabanlara vura vura kaçmıştım merve. sen de gryffindor cesareti varmış. normalde bile yolda köpek gördüğümde karşı kaldırıma filan geçerim, yada yolumu değiştiririm. kısaca... uzaklaşırım işte. ^^
YanıtlaSilah. o eve bayıldım. hani şu yeşil panjurlu diye bahsettiğin. hani korku hikayelerinde perili köşkler oluyor ya, biraz onu anımsat mıyor mu? eski yapımların mimarisini oldum olası sevmişimdir, oldukça zarif görünümleri var.
ne kadar harika, bol serüvenli zaman geçirmişsin. pisiciklerde çok sevimli. (:
River,
SilRiv adalara kesinlikle gitmelisin! Bu sefer son monikan olma ve fırsatı kaçırma :)) Bu kadar köpekle karşılaştığım tek adaydı, Burgaz ve Büyük'e kediler hakimdi. :D Şey Riv... Merve benim liseden arkadaşım, beraber gittiğim :D Bence de o oldukça cesaretliydi, ben nasıl kurtuluruz diye beyin çarklarımı çalıştırıyordum :D
Adaları biraz da mimarileri için seviyorum ben de, doğru söylüyorsun perili bir köşk olabilir :D
Keşke tüm kedicikleri her gün besleyebilsem :))
Adaya gidişlerimi özellikle bahar aylarına denk getirmeye çalışırım. Nisan ve Mayıs aylarında çok güzel oluyor. Yerler papatya dolu... Çok gittim. Sonuncusu iki sene önceydi. Gurpınar'ın evi haricindeki yerleri gezdim. Okulun içini gezmedim ama. Yine gitmek lazım. Zamanı gelmiş, yazınızı okuyunca fark ettim. Sevgiler...
YanıtlaSilZülal Garipkuş,
SilÇok haklısınız, bence de adalar baharda çok güzel oluyor :)) Yazın aşırı sıcak ve kalabalıktan aynı keyfi alamayabiliyoruz.. O zaman tekrar gittiğinizde gezmeyi ihmal etmeyin lakin Gürpınar'ın evini sadece dışarıdan görebildik, belki ileride restore ederler :))
Yüz yıllar olmuş sanki gideli...çok severim Adalar'ı, ne güzel fotoğraflar yalnız büyültebilmek mümkün mü? Bana boyutları ufak gibi geldi. Kedicikler de şanslıymış:)
YanıtlaSilsevgiler...
Bücürük ve Ben,
SilÜzerine tıklarsanız büyüyor ama ben hemen yazıda da genişletiyorum :)) Biz de şanslıydık :))
Çok güzel bir gezi olmuş..Fotoğraflar da ayrı güzel.Sevgiler
YanıtlaSilGüliz Gül,
SilÇok teşekkür ederim :))
Fotoğraflarla gitmiş kadar oldum :)
YanıtlaSilTakipteyim bloğuma beklerim sizi sevgiler
Süslü Püslü,
SilUğrarım tabii :))
Harika foto.lar :)
YanıtlaSilTakibe aldım sizi banada beklerim :)
http://beyazmucizeler.blogspot.com.tr/
Açelya Damdelen,
SilTeşekkür ederim :))
Köpekli bölümlerde tırstım.
YanıtlaSilFikriye,
SilBen de oldukça korkmuştum.. :))
Resimler çok güzel ellerinize sağlık Ne güzel anlatmışsın Köpeklerde ayrı bir macera olmuş :)
YanıtlaSilSessizkaldım,
SilKöpekler o zaman korkunçtu ama şimdi gerçekten macera olmuş diyoruz :D
beni de götürün gittiğiniz yere :D
YanıtlaSilKitap Eylemi,
SilVizelerim bitsin, hemen gidelim :D
ayyy ne detaylı gezmişsiniz yaaa o okul ismet inönü filan görmedim hiç. bak ama yazın yüzmeye gidin en güzel plaj orda yaaaa :)
YanıtlaSilDeeptone,
SilRehber sağolsun Deep, iyi ki karşımıza çıkıp haritayı verdi. :D O zaman yaz gelsin, yüzülmeye gidilecek :D
ayyy bir de hemen iskeleye yakın bi abla var, kurabiye börek yapan yaa, inince solda hemen, o da nefis yaa :)
YanıtlaSilDeeptone,
SilHiç dikkat etmemişiim :O Belki sezon daha başlamadığı için dükkanını açmamıştır? :O Diğer gidişimde kurabiyesini yiyeceğim :D