29 Nisan 2018 Pazar

TİTAN'IN LANETİ - RICK RIORDAN (Percy Jackson ve Olimposlular #3)

Percy Jackson ve Olimposlular

21
Doğan Egmont
Çeviri: Kadir Yiğit Us
305 sayfa

Percy Jackson ve Olimposlular serisinin üçüncü kitabıyla merhaba!

Titan’ın Laneti’nin filmi çekilmediği için konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Olayları bilmeden okumak ayrı keyifli, biliyorsunuz. Yine de neden serinin devamını çekmediklerini merak ediyorum. Güzel bir konusu, aksiyonlu olayları ve insanların kalbini çalacak karakterleri var. Devamını izlemek isterdim, keşke çekilse.

Bu kitapta seriye sevdiğim bir Tanrıça olan Artemis ve çok ünlü bir Titan giriyor. Adını söylemiyorum, kitabı okuyun ama mitolojiye ilgisi olmayan biri bile tanıyacaktır.

Ayrıca seriye başladığımdan beri Annabeth bana Hermione’yi anımsatıyor. Titan’ın Laneti’nde yokluğunu Percy kadar hissettim. :D

4. kitaba geçmek için sabırsızlanıyorum. Kitaplı günler! :)

“Anlam yalnızca arayınca ortaya çıkar.”

“En cesurlar bile düşer.”

“En tehlikeli hatalar, ayarında yapıldıklarında iyi şeyler olanlardır. Kötüyle savaşmak kolay. Bilgelik noksanlığı… işte bununla savaşmak gerçekten zor.”


27 Nisan 2018 Cuma

ÜÇ İSTANBUL - MİTHAT CEMAL KUNTAY


20
Oğlak Yayınları
575 sayfa


Üç İstanbul, Türk Siyasal Hayatı dersinde önerilmiş ve hoca zorunlu tutmaktan son anda vazgeçmiş. Bunu öğrenince ben de okumaya karar verdim.

Derste önerildiği için beklentim yüksekti. II. Abdülhamit, Meşrutiyet ve Mütareke yıllarındaki İstanbul’u, aydın geçinen kesimi anlatan kitap, yazarın da tek romanı.

Çok üzülerek belirtiyorum ki kitap benim için hayal kırıklığıydı. Elimde süründü, üzerine kaç tane kitap bitirdim. Okuduğum süre boyunca karakterlerden, aynı şeylerin tekrarlanmasından nefret ettim. Üç dönemle ilgili daha tarihi bir kitap beklerken, genelde karakterlerin yatak odalarını anlatan bir kitap buldum. Yarım bırakma gibi bir alışkanlığım olsa, çoktan tozlanmaya bırakmış olurdum.

Tabii bu kitap hakkında sadece benim görüşümü baz almayın çünkü çok seveni de var.

Kitaplı günler 💫


Not: Kitabın TRT yapımı dizisi de var, 3 bölüm izledim. Kitaba sadık kalınarak çekilmiş.

“Muhacir, gideceği yer olmadan biteviye yürüyen hayalettir; adını bilmediği bir başka hayaletin ekmeğini yiyecektir.”

“Hükümet kuvvet değildir; vasıtadır. Bir memlekette asıl kuvvet, bir fikri temsil edenlerdir.”

“…insanların kendi budalalıklarını görmeleri ne güçtür.”

“Mustafa Kemal ayağa kalkınca yeryüzüne vuran gölgesine bütün bir memleket sığıyordu.”

“İnsanın bütün ömründe aşkla sevdiği bir tek kadın vardır: Daima okuduğu, daima yatağının ucundan ayırmadığı tek bir kitap gibi!”



24 Nisan 2018 Salı

GÖLGENİN GÖZLERİ- YASMINE GALENORN


19
Martı Yayınları
Çeviri: Irmak Taştan
413 sayfa


Gölgenin Gözleri, Ayın Kız Kardeşleri serisinin 11. kitabı.

Hızlı okunacak bir fantastik kitaba başlama niyetiyle okumaya karar verdiğim kitap resmen elimde süründü. Benim için serinin en sıkıcı kitabı oldu.

Aslında ben serilerin bu kadar uzatılmasından da hoşlanmıyorum. Bir yerden sonra aynı düşman, aynı konu insanı bunaltıyor.

Asıl düşmana –Gölge Kanat- ulaşma yolunda yine onun elemanlarına karşı savaşıyorlar. Her kitapta daha zorlandıklarını söylüyorlar. Ruh mühürlerinin peşinde koşuyorlar. Eee biz bunları geriye kalan 10 kitapta da okumuştuk diyesim geliyor.

Sevgili seri yazarları, yarattığınız dünyayı geliştiremeyip bir konuyu sakız gibi uzatacağınıza seriyi bitirin. Tadı kaçmasın.

“Keder işte böyle bir şeydi. Sıradan insanlardan katiller yaratabilirdi.”


“Nefret suçu işleyenler kovuklarından çıktı. Aslında her zaman oradaydılar. Önce zencilerden, Yahudilerden, Müslümanlardan ve sonra eşcinsellerden nefret ettiler. Bir gruptan nefret etmek artık mantıklı olmadığında başka bir grubu hedef aldılar. Onların dünyanın merkezinde olmadıklarını hatırlatan herhangi birisi olabilir.”


21 Nisan 2018 Cumartesi

ARISTOTLE AND DANTE DISCOVER THE SECRETS OF THE UNIVERSE - BENJAMIN ALIRE SAENZ


18
742 sayfa
E-book


Kitap Aristo ve Dante Evrenin Sırlarını Keşfediyor adıyla çıktığında dikkatimi çekmişti ama herkesin bir anda okumaya başlaması beni rahatsız etti. O zamanlar instagram kullanıyordum, sayfam bu kitabın fotoğraflarıyla dolmuştu. Böylece kitaptan uzaklaştım.

Geçenlerde aklıma geldi ama seveceğimden emin olamadığım için e-book olarak okumaya karar verdim. Eğer İngilizce okumak isterseniz, dilinin çok basit olduğunu söyleyebilirim. Çekinmeden başlayabilirsiniz.

Adından dolayı felsefeyle ilişkili olduğu düşünülebilir ama Aristotle ve Dante adında kendilerini ve evreni keşfetmeye çalışan iki ergenin hikayesini anlatıyor.

Kitap güzel bir konuyu ele almış ama beklediğim gibi değildi. Kitabın asıl anlatmaya çalıştığı şey sonuydu bence, oraya kadar giriş gibiydi ve yazar biraz tekrara düşmüştü. Bu durum gelişme olmadan bitmiş hissi bıraktı bende. Seri mi olacak bilmiyorum ama umarım ikinci kitabı gelir.

Eleştirilerim olmasına rağmen kitabı sevdim. Aristo ve Dante çok sempatiklerdi. Özellikle Dante. Düşünce tarzı, kitap okuyuşu ve ailesi… İyi bir arkadaşın sahip olması gereken her şey Dante’de birleşmiş gibiydi.

Hızlı okunan bir kitap olduğunu da belirtmeliyim, genelde elimden bırakamadım. Baydığı yerlerde bile enteresan bir çekiciliği vardı.

Reading slump için güzel tercih olabilir. Kitaplı günler!

“I had a rulet hat it was better to be bored by yourself than to be bored with someone else.”

“Words were different when they lived inside of you.”

“I wondered what that was like, to hold someone’s hand. I bet you could sometimes find all of the mysteries of the universe in someone’s hand.”

“The problem with trying hard not to think about something was that you thought about it even more.”



18 Nisan 2018 Çarşamba

Tiyatro: Bütün Çılgınlar Sever Beni




Biletlerini iki ay önce aldığımız Bütün Çılgınlar Sever Beni’yi dün akşam izleyebildik!

Mert Fırat’ın bir oyununu izlemek amacıyla Dasdas’a bakarken, yolun çok uzun olduğunu düşünüp Moda Sahnesi’nde bu oyuna karar kılmıştık Kitap Eylemi ile.

Bekleme sürecinde ikimiz de sınavlarımızı atlattık ve bir nevi kutlama oldu ikimiz için. Ayrıca geçen yıl, Eylemcan’ın kaç kitap okuyacağı üzerine iddiaya girmiştik ve hedeflediği sayıyı geçmişti. İddiamız waffle üzerineydi – Kemal Usta Waffles favorimizdir-, bunu ancak  şimdi yemeyi başardık.



Tiyatroya dönecek olursak, oyunu konusunu hakkında hiçbir fikrimiz olmadan izledik. Ne beklememiz gerektiğinden emin değildik ama zaten amacımız Mert Fırat’ı izlemekti.

Oyuna ba-yıl-dık! Harika bir komediydi.  Bütün Çılgınlar Sever Beni bir perde ve 80 dakikaydı, zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Mert Fırat’ın beden dili, ses tonu ve mimikleri çok başarılıydı.

Her tiyatro yazımda yaptığım gibi yine seyircilerden bahsedeyim sizlere. Önüme altın teyzeler grubu oturdu. Hepsi de Mert Fırat hayranı! Nice “fan girl”lere taş çıkartırlar. Tüm esprilere en çok onlar güldü, biraz da fısıldamayı abarttılar ama yine de "gün" yapmak yerine tiyatroya gelmeleri çok güzeldi.

Mutlu ayrıldık tiyatrodan Eylemcan’la, hatta Mert Fırat’ın başka oyunlarına gitmeyi düşünüyoruz.

Fırsatınız olursa, komedi seviyorsanız tavsiye edilir. :)

Yazan: Stefan Tsanev
Çeviren: Hüseyin Mevsim
Yöneten: Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Afiş Tasarımı: Bengi Günay
Yönetmen Asistanı: Yağmur Mısırlıoğlu

Oynayanlar
Yosif: Mert Fırat
Süre: 1 perde 80’




13 Nisan 2018 Cuma

EMMA - JANE AUSTEN

can yayınları

17
Can Yayınları
Çeviri: Nihal Yeğinobalı
480 sayfa


Ne zaman Jane Austen romanı bitirsem aklımdan “Sevgili Jane, keşke daha çok yazmış olsaydın!” cümlesi geçiyor.

Emma yazarın en sevdiği kitabıymış, nedenini anlamak hiç zor değil. Eğer Emma’yı okumadan önce “En sevdiğin Jane Austen kitabı hangisi?” diye sorsanız, tereddütsüz Aşk ve Gurur derdim. Şimdiyse bir durup düşüneceğimden emin olabilirsiniz.

Sevgili Jane, Emma’nın olgunlaşma sürecini anlatırken dönemin İngiltere’sinden de çok güzel manzaralar sunuyor bize. Kırsalda sosyal ilişkiler, dikkat edilmesi gereken kurallar, arkadaşlık bağları, evlilik gibi konuların yanında Mr. Darcy’i aratmayan hatta daha çok sevdiğim Mr. Knightley gibi bir karakter var! -Size Mr. Knightley hakkında bir sürü şey anlatabilirim ama okumanızı tavsiye edeceğimden bunu şimdi yapmıyorum.-


Jane Austen’in diğer kitaplarını da okuduğum için konunun işlenişi ve olaylar beni çok şaşırtmadı. Buna rağmen, böyle severek okuyacağım yazarlar az sayıda.

Klasikleri okurken çeviri çok önemli ve bence Can Yayınları bu işin altından başarıyla kalkmıştı. Çeviri yalın ve akıcıydı.

Sonuç olarak Emma, Aşk ve Gurur’la birlikte yazarın en sevdiğim kitabı oldu. Şiddetle tavsiye edilir.

“Yazık ki biz insanlar her şeyi çok çabuk unutuyoruz.”

“Seven iki insan arasında her konu tatlı ve ilginçtir. Her konunun sonu aşka bağlanabilir.”

“… çok zaman birini üzen şey öbürünü sevindirir.”

“… uygunsuz bir söz yüzünden ömür boyu baskı ve sıkıntı çekenler yalnızca mutluluğu her zaman şansa bırakan zayıf, kararsız karakterlerdir.”

“Zaman her yarayı iyileştirir.”

“Seni daha az sevsem belki bu konuda daha çok konuşabilirdim, ama sen beni tanıyorsun.”



10 Nisan 2018 Salı

CANAVARLAR DENİZİ - RICK RIORDAN (Percy Jackson ve Olimposlular #2)


16
Doğan Egmont
Çeviri: Kadir Yiğit Us
282 sayfa


İlk kitabı Şimşek Hırsızı gibi, Canavarlar Denizi’de bir çırpıda okunuyor. Genelde okuduğum serilerde başlangıç kitabı harika oluyor ve sonra tempo düşüyor ama neyse ki Percy bu genellemenin dışında kalabildi.

Yine asıl üçlümüz Percy, Annabeth ve Kıvırcık maceraya atılıyorlar. Konudan çok fazla bahsedip, heyecanı kaçırmak istemiyorum.

Fantastik seviyorsanız, mitolojiye meraklıysanız ve hala okumadıysanız geciktirmeyin derim.

Ben filmini de izlemiştim ama seriyi bitirince tekrar izlemeyi düşünmüyor değilim.


Keyifli okumalar!


8 Nisan 2018 Pazar

ŞİMŞEK HIRSIZI - RICK RIORDAN (Percy Jackson ve Olimposlular #1)

percy jackson ve olimposlular

15
Doğan Egmont
Çeviri: Kadir Yiğit Us
363 sayfa

Percy Jackson ve Olimposlular uzun zamandır okumak istediğim bir seriydi. O kadar uzun ki okuma yaşım biraz geçmiş olabilir. :D Yine de biliyorsunuz, yaş gibi mevzulara takılmam, her türlü kitaptan zevk alabilirim :D

Seri ilk kitabı hariç Kero’da vardı, CNR’dan ilk kitabı alınca hemen başladım.

12 yaşındaki Percy Jackson’ın melez olduğunu öğrenmesi ve Melezler Kampı’nda yaşadıklarını konu alıyor. Melez ne derseniz, ebeveynlerinden biri tanrı, diğeri ise insan olan kahraman böyle isimlendiriliyor.

Filmleri izlediğim için konuyu zaten biliyordum. Sadece filmler Percy’nin daha büyük olduğunu düşündürmüştü.

Kitabı sevdim ve kısa sürede bitirdim. Nasıl Harry Potter okuduğumda Hogwarts’ta öğrenci olma, Yüzüklerin Efendisi okuduğumda Orta Dünya’ya gitme isteği uyanıyorsa Percy’de de Melezler Kampı’na katılmak istedim. Sonuçta atalarımız boşuna “İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü kara” dememişler. :D

Mitoloji, özellikle Yunan tanrılarını, seviyorsanız Şimşek Hırsızı'nı da beğenerek okuyacağınızı düşünüyorum.

Ben en iyisi şimdi ikinci kitaba geçeyim. Kitapla kalın :D

“Bir açıdan düşününce Yunan tanrılarının var olduğunu bilmek güzel şey. İşler kötü gidince kimleri suçlayacağınızı biliyorsunuz.”

“Yeraltı Dünyası’nda bile, herkesin, hatta canavarların bile arada bir özel ilgiye ihtiyacı vardı.”




6 Nisan 2018 Cuma

Film: Ready Player One


Yönetmen: Steven Spielberg
Tür: Bilim kurgu


Kısa bir aradan sonra merhaba! Sonunda vizelerim bitti, bir miktar beni de bitirmiş olabilirler ama bu detayı boş verelim. Önemli olan burada olmam, öyle değil mi? :D

Bugün Kero’yla Ready Player One / Başlat’ı izledik. Kendisi kitabını çok seviyor, zilyon kere de okumuş olabilir. Bense hala okumadım ama okumayı planlıyorum.

Film, 2045 yılında geçiyor ve insanların bağımlı olduğu OASIS adındaki sanal gerçeklik evrenini konu alıyor. Burada belirtmeliyim ki bilgisayar oyunlarını gerçekten severim. Zamanında çok oynadım ve kendimi bıraksam hala da oynarım. Bu yüzden yorumumu okurken bunu göz ardı etmeyin çünkü izlerken OASIS evreniyle tanışmayı cidden istedim.

Başlat geçmişte geçse de içinde 80’ler, 90’lardan parçalar taşıyor. Görsellik, aksiyon tam kıvamında ve biz 4Dx izledik. Tavsiye ederim, filmin efektleri 4Dx olarak izlenmeyi hak ediyor.

Fragmanda oyunculardan pek hoşlanmamıştım ama filmi izleyince hepsini sevdim. Aslında filmi beğendim. Son zamanlarda geleceğe dair bu tarz çok film çekilse de, bence Başlat aralarından sıyrılır.

Şöyle bir durum da var, kuzenim kitabını okuduğu için filmde konuyu çok değiştirmiş olduklarını ve beklediğini bulamadığını söyledi. Kitaba göre film ‘berbatmış’. Ama kitabı okumasaymış, söylediğine göre filmi sevebilirmiş.

İşte size iki bakış açısı :D Sınavlardan kurtulan 4 hafta kadar özgür olan Salıncak için, film güzeldi. Fantastik, bilim kurgu ne olursa hayatımdan uzaklaşabileceğim şeylere ihtiyaç duyuyorum ve Başlat bu açlığımı biraz doyurdu. :D

Siz izlediyseniz ne düşündünüz?

💙