![]() |
Yitik Ülke Yayınları
104 sayfa
|
“Artık, barış gelmeli ve güneş gibi aydınlatmalı
evreni! Silahlar susmalı. Irklar unutulmalı. Sevenler ayrılmamalı.”
Kelebekten Sığınak, Kezban Şahin Taysun’dan okuduğum ilk kitap.
Yazarımızın bolca ödülü var.
Kitap 15 öyküden oluşuyor. Her bir öykü, kadınların yaşamından
bir kesit sunuyor bizlere. Toplumun kadınlara baskısı, iş hayatında yaşananlar,
erkek egemenliği…
Yıl 2017, 21. yüzyılı yaşıyoruz ama kadınlar hala varlık
mücadelesi veriyor. Şiddete karşı kendilerini korumaya, okumaya, iş hayatında
yer edinmeye, kısaca bir birey olarak yaşamaya çalışıyorlar / çalışıyoruz.
Kitapta herkes kendinden veya çevresinden bir parça bulabilir. Hikayelerden
her biri ayrı bir yaraya değinmiş ve akıcılığı sayesinde hızlıca okunuyor.
Dikkatimi çeken bir nokta ise, çoğu hikayenin sondan başlayıp
geri dönüş yaparak ilerlemesi. Ben bu tarzı severim.
Favori hikayelerim: Kelebekten Sığınak, Yağ Lekesi Değil Kömür
Karası, Hüznün Şarkısı Dinle, Uçamayan Kelebekler
Kezban Şahin Taysun’a teşekkür ediyorum. Kadınların yaşadıkları
sorunlardan kurtuldukları, eşit, adil bir dünya dileğimle…
Not: İyi bayramlar 🍬
Not: İyi bayramlar 🍬
“[E]ğer dünyaya gelirken kadın doğmuşsanız sonraki
günlerinizde kör zihinlerde kesilip biçilip düzenlenen kötü resim olma
olasılığınız hep yüksek!”
“Kötü yazgı diye bir kadına dayatılan hazır doğru;
aslında erkek hükümdarlığının kötü bir oyunu değil de başka neydi?”
“Vatan insanın yüreğinin ve ayaklarının isteyerek
gittiği yer mi? Yoksa taşıdığı kimliğe göre kendisine gösterilen adres mi?”
“Yaşamak, belki de uyum sağlayabilmek demekti;
değişim ve dönüşüme!”