İş Bankası Kültür Yayınları
492 sayfa
|
Bir sınıf düşünün. İçinde hepimizden birer parça barındıran
karakterler olsun. Yeri geldiğinde onlarla gülelim, bazense üzülelim. Defalarca
okuyup, izleyelim. İşte bu sınıf Hababam Sınıfı!
İlkokulda sınıf kitaplığımızda Hababam Sınıfı’nın kitapları
vardı ve sıkıldığımızda öğretmenimiz okurdu. Filmlerini izleyerek büyüyen bir
nesil için öğretmenimiz doğru bir seçimde bulunmuş. :D
Lise yıllarımda Aydın Ilgaz memlekete gelmişti ve bu kitabı o
zaman alıp, imzalatmıştım. Küçük bir yer olmasının avantajıyla kalabalık
değildi ve Rıfat Ilgaz hakkında biraz konuşmuştuk.
Birkaç gün önceyse televizyonda zap yaparken Hababam Sınıfı’nın
bir filmiyle karşılaştım. Yine kahkahalarla izledim. Defalarca izleyip hala
gülebildiğim tek Türk filmi serisi bu sanırım. Sonra kendi kendime “Hadi
kitabını oku, Devlet’le iyi gider!” dedim. Hababam Sınıfı bitti, Devlet’e hala
devam ediyorum. :D
Hababam Sınıfı ince bir mizahın ve naifçe serpiştirilmiş
yerginin ürünü. Her hikayenin sonunda yüzünüzde bir gülümseme oluşuyor ve
eğitim sisteminin eleştirilen yönlerini düşünüyor oluyorsunuz.
Rıfat Ilgaz’ın 1950’li yıllarda Stepne takma adıyla eleştirdiği
bu sistem, maalesef ki pek değişiklik göstermeden günümüze kadar geldi. ( Ezberci eğitim, kopya çekmek…)
Okuduklarıma göre, Rıfat Ilgaz kendisini Güdük Necmi olarak tanımlarmış.
Siz hangi Hababam Sınıfı karakterisiniz?
Yazımı Hababam Sınıfı’nın milli marşıyla bitirmek istiyorum. :D
O zaman hep birlikte:
“Entike kuuuşe ruuule rule!
Haydi hoooppa muşule!
Ave lupe luuupe!
Ave lupe luuupe!
Ave lupe kaaaro.
Ave lupe kaaaro.
Haaaydi Haykarnoş,
Enti kala moş,
Hop!”