Yapı Kredi Yayınları
65 sayfa
|
Lisedeyken ‘Modernizmi Esas Alan Eserler’ başlığı altında Tezer
Özlü’nün kitaplarını da incelemiştik. Derste ilgimi çekmiş, internette okuduğum
alıntılarıyla da ‘okumam lazım’ dediklerimin arasına girmişti.
Merak ettiğim şeyleri erteleme huyum aşikâr… Ertelenenler
kervanıma Özlü’de katılmıştı. Aradan birkaç yıl geçti ve siparişime Çocukluğun
Soğuk Geceleri’ni de ekledim.
Kafamın içinde “kesin seveceğim” düşüncesiyle kitaba başladım. “Sevmem
gerek, Tezer Özlü bu!”
Kitap çocukluğunu ve gençliğini anlatıyor. Ailesi, yaşadığı yer,
okulları…
Birinci bölümü okudum, ikinciye geçtim, üçüncü derken hızımın
düştüğünü fark ettim. Çünkü kitaptaki bazı noktalara takılmıştım ve kafamın
içindeki Tezer Özlü karakterine hiç uymuyordu.
Okuduğum alıntılardan yarattığım siluetle, gerçek yaşamı
birbirinden çok uzaktı. Ben arka kapaklarda da yazıldığı gibi ‘nostaljik
prenses, lirik prenses’ tarzında bir yazar beklemiştim.
Bir kitabı yazarın yaşamıyla yargılamamalı ama o kitap
otobiyografikse ne yapmalı?
Kitapta beğendiğim satırlar, daha önce okuduğum alıntılardı.
Sonuç olarak kalemini sevebileceğim bir yazar kendisi ama
hayatının birkaç yerine takıldım, tüm yargılarımdan soyunup bakmaya çalıştım.
Daha karamsar bir dönemimde, bir kitabını daha denemeyi
planlıyorum. Belki de… o kitabı bana göredir. :D
“Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi öldürmeyi
düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da.”
“Pazar günleri... Şimdilerde...Sokak aralarından
geçerken...gözüme pijamalı aile babaları ilişirse , kışın , yağmurlu gri
günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim...evlerin pencere camları
buğulanmışsa ...odaların içine asılmış çamaşırlar görürsem ...bulutlar ıslak
kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa , radyodan naklen futbol maçları
yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri, sokaklara dek yansıyorsa, gitmek ,
gitmek, gitmek , gitmek, gitmek...isterim hep.”
“Yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa
yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi
önümüze getirilmiş.”
“Herkes herkessiz yaşayabilir.”
Hiç okumadım ama kafana takılan kısımları merak ettimm :)
YanıtlaSilKalem Kuklası,
SilHayatıyla ilgili birkaç ayrıntı, şimdi spoiler olmasın :))
Hiç okumadım bende belki başka bir kitabın da aklında ki soru işaretlerini de çözmüş olursun ;) Bu arada kar ne zaman yağdı ben nerdeydim kafam da deli sorular :D
YanıtlaSilGözde'nin Blog Günlüğü,
SilTam soru işareti demeyelim de yaşamında yaptığı bazı şeylere takıldım. :D İlerde tekrar denemeyi planlıyorum.
Ehem, fotoyu kışın çekip kitabı yeni okumuş olabilirim. Birkaç tane daha öyle fotom var çaktırma :D En iyisi biz mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır diye bağlayalım :D
Ben de dün okudum:) Bugün de Kalanlar'ı bitirdim... Ben çok karamsar buldum kalemini... Kendi iç savaşı çok yoğun hissediliyor... Yaşam tarzı ise bir baş kaldırı niteliğinde... Sıkılmadan okudum ama... Sevgiler...
YanıtlaSilPersephone,
SilBen de tek kitabı vardı, yeni kitapları içinse ara vereceğim sanırım :)) Karamsar olmasını bekleyerek okuduğum için sorun olmadı ama yaşam tarzının bu şekilde olması... Bilemiyorum, başkasının hayatını da eleştirmek istemiyorum. :D
Tezer özlü'yü hiç okumadım açıkçası
YanıtlaSilElif Deniz,
SilBenim de ilk Tezer kitabımdı :))
Alıntılardan kendisini biliyorum ve hoşuma gidiyor. Ancak kitap olarak hiç okumadım...
YanıtlaSilDidemika,
SilAlıntılarını ben de hala çok seviyorum :D