Diriliş Yayınları
47 sayfa
|
Size Monna Rosa şiirini neden sevdiğimi anlatayım.
Monna Rosa ile tanışmam edebiyat dersi almamdan çok önce ilkokul
ya da ortaokul yıllarına rastlar. Her nasıl olmuşsa internette görüp okumuştum.
Beğenmiştim. O dönem ne kadar anladıysam işte…
-Lavinia (Ö. Asaf) şiirini okumam da bu döneme denk gelir ama konumuzdan
şaşmayalım.-
Lise yıllarımda Monna Rosa’nın Muazzez Akkaya’ya yazılmış bir akrostiş
olduğunu öğrenmiştim ve tabii Cemal Süreya ile Sezai Karakoç’un iddiasını…
Haliyle Sezai Karakoç hakkında da bilgilerim artmıştı. Diriliş
Yayınları’nı onun kurduğu, partisi olduğu gibi. Ama fikirlerinden çok benim
için önemli olan yaptığı edebiyattı. Düşüncelerini sevmeden de, şiirlerini
sevebilir bir insan ya da tam tersi…
Üniversite de hazırlık okuduğum yıla, yani geçen seneye,
gelirsek oda arkadaşımla Hatırla Sevgili’yi yeniden izlemeye karar vermiştik.
Yayın döneminde annemler izlerken, benim doğru düzgün izlemediğim bir diziydi.
Umulmadık anda beklenmeyen şeylerle karşılaşılır ya… Yaşar Işık’a
Monna Rosa’nın küçük bir bölümünü okudu. İkimizin de çok sevdiği anlardan
biridir.
Yaşar için olan düşüncemizi en iyi ifade eden söz ise Ah
Muhsin Ünlü’ye ait. “Size güzel cümleler kuran insandan korkun. Çünkü
kalbinizi kıracak kelimeleri de çok doğru seçer o.”
Monna Rosa hikayem bu. Çok önemli olaylar olmayabilir ama küçük
de olsa insanın hayatında yer eden anılardan.
Aslında bir şiiri sevmek için nedene ihtiyaç yok. Sadece kalp
yeterli.