![]() |
48
İthaki Yayınları
Çeviri: Niran Elçi
708 sayfa
|
Neil Gaiman okumayı özlemişim. En son ne zaman okudum diye
blogumun tozlu arşivine göz attım, Temmuz 2018’de Yıldız Tozu’nu bitirmişim.
Amerikan Tanrıları hakkında iki görüş varmış: okuyanlar ya çok
seviyor ya da nefret ediyormuş. Bilin bakalım ben hangi gruptayım? Tabii ki de
sevdim, ehe!
Mitoloji okumaktan hoşlanan biri olarak keyif alacağımı
biliyordum ama bu kadar akıcı olmasını beklemiyordum. Kitap boyunca tanrıları
tahmin etmeye çalışmak güzeldi ve doğru bildiklerim beni sevindirdi. Bendeki
basımın arkasında tanrılar sözlüğü var, okurken dönüp bakılabilir ama açıkçası
ben sonda okudum.
Böyle güzel bir basımda olmamasını umduğum hatalar mevcuttu
kitapta. Örneklerle açıklayayım. Çeviri hataları, mesela lakabı Türkçeye
çevrilmiş kahramanın bir paragraf sonra lakabının İngilizce olması. İsim
yanlışlıkları, Harry yazılacağına Henry yazılması gibi… Aşırı rahatsız olmadım
ama basıma yakışmamışlardı.
Sözün özü, Amerikan Tanrıları’nı beğendim. Enteresan bir kurgusu
vardı ve yolda geçen kitapları da severim.
Bu kitabı bitirmemi kahramanımız Gölge’ye adıyorum: Gölge adına!
“Geçen her saat yaralar. Sonuncusu öldürür.”
“Tanrılar ölür. Ve gerçekten öldüklerinde, yasları tutulmaz ve
anılmazlar. Fikirleri öldürmek, insanları öldürmekten daha zordur, ama sonunda
onlar da öldürülebilir.”
“Bütün gerçek savaşlar haklı olduklarından kesinlikle emin olan
iki taraf arasında verilmiştir. Gerçekten tehlikeli insanlar, yaptıkları şeyi
yalnız ve yalnız, şüpheye yer bırakmayacak şekilde doğru şey olduğu için
yaptıklarına inananlardır.”