 |
37
İthaki Yayınları
165 sayfa |
İyi Toplum Yoktur Nihan Kaya’dan okuduğum ikinci kitap. Daha
önce İyi Aile Yoktur’u okumuştum ve genel olarak beğenmiştim. Beklentim de
haliyle yükselmişti. İyi Toplum Yoktur’a iki açıdan baktım: kendi açımdan ve
kitapta olan toplum eleştirilerini düşünmemişler açısından.
Benim açımdan kitap ortalamanın altındaydı. Bahsedilen törenlere
dair, kadınların ev işleri yapmasına dair vs. olan eleştirileri daha önce
okumuş ve üzerinde düşünmüştüm. Bu yüzden benim için yeni düşünceler
değildi.
Kitapta Nihan Kaya’nın sürekli kendi kitaplarına atıf yapması
çok iticiydi. Üstelik konularını da anlatmıştı. Dikkat ettiyseniz ben blogda
bile romanların konularına pek değinmem. Kitabın konusunu detaylıca öğrendikten
sonra okumama gerek kalmıyor gibi hissediyorum ve tüm heyecanı kaçıyor. Ayrıca
yazar, başka yazarlara da atıf yapmış hatta birkaç bölümün içeriği Clarissa P.
Estes’in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabındandı. Ben zaten kitabın kendisini
okudum. Bir de İyi Toplum Yoktur’da ilk cümlesini okuyup, sonra atladığım bir
bölüm mevcut: Damızlık Kızın Öyküsü. Bugüne kadar kitabı okumayı düşündüğüm
için konusu hakkında spoiler yemekten kaçındım. Bölümün başıyla bile yıllardır
öğrenmekten kaçındığım konusu öğrendim. Ne desem bilemiyorum. Bu kitapları dipnot olarak vermesi gerektiğini düşünüyorum, şu kitabı da
okusanız konu açısından iyi olur gibi.
Yazarın bu kitabında baba üzerine inceleme
yapacağını düşünmüştüm, şöyle bir açıklama yapmış anneyi konu alması hakkında: “Meselenin,
kuşkusuz, geleneksel kültürde babanın ebeveynlik yapmamasıyla, işin çoğunu
anneye yıkmasıyla ve yükü ağır olan annenin de bunun acısını çocuktan
çıkarmasıyla çok ilgisi var.” Sadece bunlar için bile baba incelenmeli... Ayrıca babanın ebeveynlik
yapmaması bile çocukta bir zarar oluşturmaz mı?
Son olarak kendi açımdan değinmek istediğim nokta, bahsettiği
örneklerin çoğunda isim vermemesi. Birinden duymuştum, evine gittiğim biri
anlattı, bir okuyucum, bir profesör… Böylece örnekler insana hikâye gibi
geliyor.
Kitaptaki eleştirileri düşünmeyenler açısından ise iyi bir
başlangıç kitabı olabilir. Dili basit, kolay okunuyor ve bu konular hakkında
düşünmeye sevk edebilir.
Kitapla ve sağlıcakla kalın. 🌿
“Törenler
toplumun bireylere dayatmak istediği anlayışları biçimselleştirirler.”
“… bir
erkeğin kadınlara karşı herhangi türde şiddete meyilli olması, cinsel kimliğin hasar
görmüş ve düzgün gelişmemiş, olgunlaşamamış olmasının ifadesidir aslında.”
“Sevgi,
kendini açmak demektir. Karşındakini kabul etmek, anlamak ve sevmek demektir.”
“Doğmuş
her canlıya göstermemiz gereken nezaket, birinin sınırlarımıza müdahale ettiği
yerde mesafeye dönüşmeli.”
“Kendi
hayatınızı yaşama özgürlüğünüz yoksa, gerçek bir hayatınız yok demektir.”
“İnsanlar,
evliliğin gerçekten de, sizi kocanıza ve kocanızın ailesine hizmetçi
pozisyonuna düşürdüğüne inanırlar. Evliliğin temeli, kadının kocasına hizmet
etmesiymiş gibi konuşurlar. (…) Halbuki kadın çalışmasa bile kimsenin
hizmetçisi değildir, herhangi bir iş yapmak zorunda değildir.”