y'ol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
y'ol etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Haziran 2019 Perşembe

Y'OL - BİRHAN KESKİN

47
Metis Yayınları
73 sayfa


“Bir cümledir insan
arşla ferş arasında ve hep haklı
Vardım işte demek için
ömür denen cisimde saklı.”

Mezuniyetimden bahsetmiştim sizlere birkaç post önce. Bu çok sevdiğim kitap ve kedili ayraç da bana Öykü’nün mezuniyet hediyesi. Havuzlu Bahçe’de otururken beni şaşırttı ve sevindirdi.

Kuzguncuk’a gittik sonrasında. Daha önce hiç gitmemiştim, oysaki İstanbul’da beni yansıtan yerlerden biriymiş. Evleri, sokakları, kedileri, kafeleri ve bostanıyla (şehrin içinde köye dönmek gibi bir his, çok güzel)… Sevimli bir olay da oldu. Apartmanın önünde yatan bir kediyi severken, bunu gören ev sahiplerinden biri bana evdeki kedisini de gösterdi. Sıcacık bir davranıştı, içimi ısıttı.



Biliyorsunuz ki Birhan Keskin’in tüm kitaplarını okumuştum ama bu vesileyle Y’ol’u tekrar okudum. İçindeki Taş Parçaları şiirini zaten sık sık dinlerim: okula giderken, dönerken, uyumadan önce, canım ne zaman çekerse.

Kitapları tekrar okumayı ve zaman içinde değişen bakış açımla yorumlamayı seviyorum. Mesela Taygam şiiri daha anlamlı geldi bu kez bana.

Ayrıca küçük bir ayrıntı, bu sefer Y’ol’u yoldayken okudum. Memlekete dönerken, otobüste…

Birhan’ı, şiirlerini, y’olu, yolda olmayı ve okumayı seviyorum.

Teşekkürler Öykü, hediyelerin için, tekrar okumama vesile olduğun için!

Önceki Y’ol yorumum için tık.

“Her gün karşımda duran fotoğraflarına baktım. Bir kez öfkelendim her gün bir kez sordum kendime neden bu kadar bağlandın. Her gün adalet ve zalimlik üzerine düşündüm. Belki de her şey.”

“Biz iyileşmeyiz diyor İlhan
Biz iyileşmeyiz bunu bil, diyor.
Biliyordum: ağırdı
Biliyordum: çok ağrıdı
Biliyordum: adım adım”



19 Ocak 2017 Perşembe

5) Y'OL - BİRHAN KESKİN


Metis Yayınları
73 sayfa



Birhan Keskin, memleketlim.

Kitaplarından Kim Bağışlayacak Beni ile Fakir Kene’yi okudum. Tüm şiirlerini okumak istiyorum.

“Dünya ne ki sevgilim,
benim sana yaptığım kubbe yanında?
Düşsün, olsun, bırak,
içinde yıldızlar patlıyor.
Kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
İster sal kendini dünyaya, ister kal yanımda.
Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
Yoluna baş koymak diyoruz
Biz barbarlar buna.”

Neden önceliğim Y’ol oldu?

“Omurgamı aldın benim.
Omurgamı aldın.
Omurgamı aldın.
Omurgamı.
Niye?”

Çünkü içinde Taş Parçaları var.

“Ben seninle sevgilim
Mutsuz ama bahtiyardım.”

Keskin’i Taş Parçaları’yla tanıdım. Ama bugüne kadar, hep dinlemiştim. Geçen hafta bir akşam, içimden Taş Parçaları’nı okumak için istek yükseldi. O an, o şiiri okumalıydım. Ne yazık ki, kitabı alana kadar beklemek zorunda kaldım.

“Balkonunuz çok yüksek sizin baş döndürüyor.
Dünya pek alçak bir yer olacak yakında öyle görünüyor.”

Dünyaya şairin gözünden bakmak için, tanımak için şiirlerini okumak gerek. Onun hüzünlü ama sert dizelerini okurken hislerimizin benzediğini düşünüyorum. Belki de şiirler, kendimizi de tanımamıza yardımcı oluyor.

“Benim artık taş taşıyacak,
Taş kaldıracak, taş atacak
halim mi var!”

İyi ki kitaplar var. Şiirler var. Taş taşımaya halimiz olmadığında, koşup saklanabileceğimiz dünyalarımız var ve bizi bizim yerimize anlatacak güzel insanlar var.

“Halimi anlatacak sözler yazamam artık
Bu kavruk mektuba
Rüzgardan yan yatmış otlar koydum

Gerisini sen anla.”