Epsilon Yayıncılık
Çeviri: Kader Ay, Aslı Tümerkan
147 sayfa
|
Martı Jonathan Livingston uzun zamandır aklımda olan ama yeni
okuyabildiğim kitaplardan biri. Adından
da anlaşabileceği gibi bir martının hayatını anlatıyor. İsmi Jonathan olan
martımız, sıradan bir martı değil.
Çocuk kitabı gibi görünse de, büyüklerin de okuması gereken
kitaplardan. Küçük Prens gibi…
Konusu itibariyle bir martıyı anlatsa da, aslında alegorik bir
eser. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla tarzında…
Kitap hayatımızda uygulamamız gereken mesajlar da veriyor.
Örneğin her zaman topluma uyum sağlamanın doğru olmadığı gibi… Bazen doğru
bildiğimiz, öğrenmek istediğimiz şeyler için engelleri atlamamız gerektiği…
Koyun psikolojisini aşmayı ve ipleri elimize almayı vb…
Dediğim gibi her yaşa hitap eden bir hikaye Martı. Yine de
çocukken okumuş olmak isterdim.
Anıma konu olan martı |
Alegoriyi bir yana bırakırsak, martıyla ilgili küçük bir anımı
anlatayım size arkadaşlar. Martılar benim gözümde vapurların peşinden uçan,
simit yiyen, İstanbul’la ilgili efsanelere konu olan canlılardı. Bir de
fotoğraflarda çok güzel çıkıyorlardı.
Bir gün Bilge’yle Beşiktaş sahilde oralet içiyoruz. Sanırım her
zaman olduğu gibi Ada’ya gitme planı yapıyorduk. Denizin kenarında da bir
martı, kendi kendine takılıyor. Bir süre sonra denize bakmak için kafamızı
çevirdiğimizde ne görelim? Canlı bir yengeç ve onu yemeye çalışan bizim martı!
Canlı canlı, kıtır kıtır gözlerimizin önünde yedi yengeci. O gün benim için martının
şiirselliği bitmişti.
Ta ki Martı Jonathan’la tanışana dek!
Belki martılar da bizim hakkımızda aynısını düşünüyorlardır. Her
şeyi yiyen, hayvanlara zarar veren, doğayı kirleten insanoğlu… Umarım onlar da
İnsan Jonathan Livingston’larla tanışabilir.
İyi okumalar J
“Cehaletimizi kırabiliriz, becerilerimizi, yeteneklerimizi ve
zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi,
özgür olabiliriz!”
“Cennet bir yer, bir mekan değildir, bir zaman dilimi değildir.
Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir.”
“Gitmek istediğin her yere, istediğin her zaman gidebilirsin.”
“Düşündüğün en son hızda herhangi bir yere uçabilmek için daha
şimdiden oraya vardığını kabul etmelisin.”
“Eğer ne yaptığını iyi biliyorsan her zaman başarırsın. Başarmak
için ne yaptığını bilmek gerek.”
“Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi
sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış.”
Çok güzel bir anlatım olmuş. Bana göre de İstanbul'un en güzel simgelerinden biri de şüphesiz ki martılardır. Nedendir bilmem her gördüğümde kollarıma alıp sevesim gelir imkansız olduğunu bilsem de -.- :) Bu kitap çok ilgimi çekti.Bende bir kitap arayışı içerisindeydim. Okuyacağım kitap belli oldu ^-^ Sevgiler..
YanıtlaSilTuğçe Yüksel,
SilTeşekkür ederim, umarım seversin :)) Bence de İstanbul martılar olmazsa eksik kalır :D
Çok güzel bir kitaptı, ben çok sevmiştim.
YanıtlaSilHoş bir yazı olmuş, kalemine sağlık. :)
Esma Tezgi,
SilTeşekkür ederim, ben de sevdim :))
Evet kesinlikle çocuk kitabı gibi gözüken ama daha çok büyüklere hitap eden bir kitap. Her yaşta okunacak başucu kitaplarından biri
YanıtlaSilSevgiler
Sibelynka,
SilKatılıyorum :)) Sevgiler benden :))
ne güzel anlatmışşsın. Bende okumuştum. Aradan uzun zaman geçti ama hala çoğu şeyi hatırlarım kitaptaki. Okunması gereken bir kitap :)
YanıtlaSilSümeyye Kip,
SilKesinlikle, ben de okuduğum için mutluyum :))
Ortaokulda Türkçe öğretmenimiz aylık kitaplar seçerdi bize. Bu kitabı da sınıfça okumuştuk. Zaman zaman okunması gerekenlerden..
YanıtlaSilSenay Bn,
SilNe güzel bir öğretmenmiş :))
mutlaka okunması gereken bir kitap kitaplığında herkesin olması lazım :)
YanıtlaSilEvin Tek Kızı Mona,
SilKatılıyorum :))
Ne kitap ama :) Ben de çok geç okudum. Keşke çocukluğum da okuyabilseydim ilk. :) Sende çok güzel anlatmışssın.
YanıtlaSilGüneşim,
SilKeşke, neyse geç olsun güç olmasın sonunda okuyabildik :))
Dediğin gibi her yaşa hitap eden etkileyici bir kitap. Bu kitapla çok benze olan Küçük Kara Balık var, onu da tavsiye ederim.
YanıtlaSilŞule Uzundere,
SilKüçük Kara Balık'ı neyse ki küçüklüğümde okudum :)) Ama tekrar okusam güzel olur :D
Ahhaha kitap çok güzeldi gerçekten de ama senin anın daha güzel blogcan :D İnsan Jonathan Livingston varsa bize de denk gelir umarım. *-*
YanıtlaSilKalem Fili,
SilGelir mi emin olamadım :D Anımdaki martı psikolojimi bozmuştu :D
Güzel bir yazı olmuş. Çocuk kitabı olupta büyüklere mesaj veren kitaplara bayılıyorum. Bu kitabı okumadım ben. Alınacaklar listesine ekleyeceğim. 😊
YanıtlaSilKırmızı Başlıklı Kız,
SilUmarım seversin, keyifli okumalar :))
Böylece martıların yengeç yediğini de öğrenmiş oldum :)
YanıtlaSilAbdullah Özer,
SilHepsi yer mi bilmiyorum ama bizimki yedi :D
bu kitabı hala okumadım maalesef :( Cnr kitap fuarında alınacaklar listemizde :)
YanıtlaSilKız Kardeşler Arasında,
SilCnr fuarına ben de gitmeyi planlıyorum :))
Bu yengeleç hikayesi tanıdık sanki :D
YanıtlaSilKitap Eylemi,
SilYengeleçler yenmesin, onları sevelim :D
İlkay Özgür,
YanıtlaSilBence de, okunacak çok kitap ve az zaman var :/
Martı'yı okuyalı çook uzun yıllar olmuş, tazelemem gerektiğini anladım yazınızı okuyunca...
YanıtlaSilYengeç yeme olayına şahit olmanız talihsizlik olmuş. Martıların gagaları çok güçlü. Bir keresinde yaralı bir martı elimi ısırmıştı oradan biliyorum... :)
Film Gündemi,
SilSizin anınız da kötüymüş, umarım yaralanmamışsınızdır :))
Bu kitabı yıllar önce okumuştum.O zamanda onun için mutlaka okunması gerekenlerin arasına koymuştum.Güzel bir kitap.Sayenizde hatırlayıp bir daha okumak istedim.Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilEbemkuşağı,
SilTekrar tekrar okunabilecek bir kitap bence de, insana umut veriyor :))
İlkay,
YanıtlaSilHemen bakıyorum :))