Eskiden evde vakit geçirmeyi severdim. Pandeminin ilk zamanlarında da evde kalmaktan hoşlandım ancak bu bir yılın sonunda söyleyebilirim ki hayatın her alanının eve toplanması hiç güzel bir durum değil. Dertlerin tek bir mekanda birleşmesi insanın üzerindeki yükü ağırlaştırıyor. Ev artık dinlenmek için elverişli olma vasfını kaybediyor.
Odam artık benim için okul, kütüphane, çalışma odası, dinlenmeye
çalıştığım ve hobilerimi gerçekleştirdiğim bir yer. Hayatımın merkezi. Bütün bu
parçalardan bir bütün oluşmuyor. Demek istediğim, derslere burada girdiğim için,
çalışmamış olsam bile ders çalışmışım gibi hissediyorum. Kitap okurken eskisi
gibi tam odaklanamıyorum sanki, hatta bilgisayarım bile online derslerle
eşleşmiş gibi kafamda. Cumartesi günü dahi ek ders yapıyoruz. Üstelik evdeki
sıkıntılar, fiziki olarak mekan değiştirmediğim için odamdaki hayatıma daha çok
yansıyor.
Ufkumun daraldığını düşünüyorum. O da artık dört duvar ile
çevrili. Hayal kurmak git gide zorlaşıyor. Bazen eski fotoğraflara bakıyorum ve
şaşırıyorum. Keşke daha çok gezseymişim diyorum. Yalnız geçirdiğim zamanların beni
ne çok deşarj ettiğini geç anladım.
Annem bugünlerde amigurumi oyuncaklar örüyor. Onların bazılarının kafaları dönüyor ve yerlerinden çıkabiliyorlar. Bu özelliğin insanlarda da olmasını çok isterdim. Keşke ben de kafamı çıkarıp, düşüncelerimden uzakta bir süre dinlenebilseydim.
Kısaca neler yaptığımdan da söz edecek olursam, Orhan Pamuk’un
yeni kitabı Veba Geceleri’ne başladım. Adaları çok sevdiğim için hayali bir
adada geçen roman okuma fikri bana çekici geldi. Henüz çok başlardayım ama
özellikle giriş kısmında cümleleri düşük buldum. Aslında düşük doğru bir kelime
mi, emin değilim. Bazı kelime kalıplarını garipsedim. Orhan Pamuk’un
cümlelerine dair eleştiriler okumuştum ama daha önce okuduğum kitaplarında
gözümü rahatsız eden cümle pek yoktu. Neyse, ilerledikçe düzeleceğini
düşünüyorum.
Okumak dışında bana iyi gelen başka şey izlemek tabii ki. Bu
sıralar animelere sardım. İzlemek için geç kaldım belki ama bu dönemde bana iyi
geldiler. İzlediklerimden en sevdiğim iki tanesi: Yürüyen Şato ve Yüreğinin
Sesi. İzlemediyseniz kaçırmayın derim.
Bunlar dışında bazen annemlerle yürüyüşe çıkıyorum. Sitelerin
çevresinde dolaşmak pek hoş değil ama zamanımız bolsa tarlalara doğru giden yolda
yürümek güzel oluyor.
Sanıyorum ki bildireceklerim bu kadar. Umarım hepiniz çok
iyisinizdir. Sağlıkla ve mutlulukla kalın.
bende zaman zaman kendimi hücrede gibi hissediyorum , aynı odada uyuyor aynı odada calışıyorum, kitap okuyorum vb... ki hemen hemen her gün sahilde yürüyüşe cıkmama rağmen bunaldım ... sosyalleşmeyi özledim :(
YanıtlaSilDlkgzr,
SilHücrede hissetme hissini çok iyi anlıyorum. Yürüyüşler de çok yeterli olmuyor :(
Kitaba kadarki kısım çok iyiydi, dönüp dönüp okuyabilirim :) Sonrası da buradan beklenecek kalitede tabii, ama baş tarafı ayrı sevdim :) Neşeli sevgilerle :)
YanıtlaSilMutlu Anlar Koleksiyoncusu,
SilTeşekkür ederim, içimdekileri yazmak iyi geldi :))
Pek sosyal bir insan değilim. Yalnız kalmayı seviyorum. Evim normalde de en çok zaman geçirdiğim yer ama son 1 yıldır şu kısıtlamalar, yasaklardan dolayı kalabalığı özledim desem! O düğünler, konserler, dolup taşan restoranlar... Özgürlüğün, serbestliğin değerini bilirdim ama bu kadar hasret kalacağım hiç gelmezdi aklıma. Kimin aklına gelirdi ki!
YanıtlaSilAli Demiral,
SilSizi çok iyi anlıyorum. Evde de yalnız kalamıyor gibi hissediyorum ben çünkü sürekli evde birileri var. Odada yalnız kalmak yalnızlık ihtiyacımı tatmin etmiyor. Bahsettiğiniz kalabalıkları ve rahatlığı ben de çok özledim.
Çok güzel anlatmışsın. Çoğumu<un yaşadığı aynen bu. Mutlu azınlık var tabi. Ne yapsak çıkamıyoruz o halet-i ruhiyeden. Spor, resim , kitap, film hepsini deniyorum yine de eksiklik duygusu gitmiyor.
YanıtlaSilDefne Soysal,
SilBende de gitmiyor, bir süredir ders çalışmaya ara verdim ama hala da pek düzelmiş sayılmam. Sadece bir şeyler izlerken, okurken biraz dünyadan kopuyorum fakat bıraktığım an üzerime çullanıyor.
Hepimiz aynı rutinlerden geçiyoruz sanırım. İlk zamanlar akşamları yürüyüşe çıkıyordum iyi geliyordu. Havaların bozması ve gece yasaklarından sonra o da kaldı. Bahar geliyor belki sende arada yürüyüşe çıksan rahatlarsın
YanıtlaSilsevgiler ♥
Oytunla Hayat,
SilCumartesi günleri açıldığında bana iyi gelmişti, bazen kıra gidiyorduk. Keşke kapanmasaydı. Arada yürüyüşe çıkmaya başladım :))
Kısır bir döngüye kapıldık gidiyoruz. Fakat eve nasıl alıştıysak, tekrar dış dünyaya da alışacağız. Şu sıra durumlar iyi değil gibi görünse de çoğu bitti azı kaldı:)
YanıtlaSilKlio'nun Şarkısı,
SilUmarım alışırız, bazen eski günler çok uzak geliyor :))
benzer şeyler hissediyoruz. ama bugünlerin de geçeceğini bilmek hiç umudu olmayan bi durumdan yeğdir. en zoru insanın kendi düşüncelerinde yorulması.
YanıtlaSilkedikedikedi,
SilKatılıyorum, kafamı boşaltmak git gide zorlaştı. Düşünceler insanı yoruyor :(
geççek hepsi bir gün ufkumuz genişlicek yine :) yaşasın animeler. o zaman madem komşum totoro, prenses kaguya, senin adın, bunları da izlee :)
YanıtlaSilDeep,
SilEkledim listeye Deep, izleyeceğim hepsini. Teşekkür ederim :))
Güzel bir yazı, teşekkürler:)
YanıtlaSilEğitim Pınarı,
SilBen teşekkür ederim :))
Rica ederim, lafı mı olur?:)
SilSelamm.
YanıtlaSilAynen evi seven biri olarak bir yılı aşkın evde olmak artık ruhsal açıdan pek de iyi gelmiyor. İşin garibi sokağa da çıkmak istemiyorum. Aradığım sadece doğa, yeşil alan. Güzel havalar da sandalyelerimizi alıp biraz oturuyoruz ama kalabalıklaştıkça rahatsız olup hemen kalkıyoruz.
Tek tesellim "geçecek bu günler" demek.
Selamlar, sevgiler. :))
Günlük Bloğu,
SilO günlerde doğaya gitmek beni de çok rahatlatmıştı. Artık kalabalıklardan korkar olduk. :))
Uzun bir aradan sonra seni görmek iyi geldi. Umarım arayı bu kadar açmazsın. Görüşmek üzere :-)
YanıtlaSilŞule,
SilDaha da uzun bir ara verdim maalesef :( Olsun ki birbirimizi Goodreads'de görüyoruz :)
Ause Esua,
YanıtlaSilHepimiz benzer durumlardaymışız. Nasıl aşacağız bazen bilemiyorum.
Kitapta 230'lara geldim ancak pek beğenmedim, yarım bırakmayı sevmediğim için devam ediyorum.
İlkay,
YanıtlaSilDediklerini o kadar iyi anlıyorum ki ben de kendimi psikolojik hastalıklar açısından sorguladım. Gezenleri, umursamayanları gördükçe hala sinir oluyorum ve sanırım biraz da imreniyorum çünkü bir yerlere gitmeyi çok özledim. Online derslerden o kadar çok yıldım ki sana anlatamam. Biraz hocaların tutumundan da kaynaklanıyor; evde olunca dinlenmeye ihtiyaç duymadığımızı sanıyorlar galiba. Ders arası vermeyenler, ders süresi bitmesine rağmen kayıttan izlersiniz işiniz varsa diye devam edenler, hafta sonu ek ders yapanlar... Online dersler yüzünden ders çalışmaya vaktim kalmıyor bile. Sürekli bilgisayar karşısında oturmak vücudu hamlaştırıyor gerçekten, ben çok kilo aldım üstelik :/ Egzersizlere devam et, bence rutin oluştukça seni daha mutlu edecektir. Ben de sizleri özlemişim, kendine çok dikkat et <3
pandemi dertleri konusunda çok haklısın, neyse en azından kitaplar var diyelim..sevgiler:)
YanıtlaSilEren,
Silİyi ki kitaplar var :))
Her anın da animeler gibi kendine iyi gelecek şeyler bulman dileğiyle Yazında herkes kendini gördü bence.Emeğine sağlık
YanıtlaSilEsra,
SilTeşekkür ederim, çok güzel bir dilek bu :))
Yazınız tamamen beni ve benim düşüncelerimi yansıtıyor. Dediklerinize kesinlikle katılıyorum. Her birine ayrı ayrı hemde :) İyi geldi bana yazınız. Dedim ki içimden "Yalnız değilmişim."
YanıtlaSilAma bir yandan da üzüldüm çünkü bahsettiğiniz şeyler bir yıldır bir rutin haline gelmiş. Bazen dışarıdan şöyle bir yaptıklarıma ve kendime bakıyorum. "Dayan!" demeye dilim varmıyor bile.
Yüreğinize sağlık :)
Kendi Dünyasında,
SilHepimizin benzer şeyleri hissetmesi üzücü ama aynı zamanda bizleri birbirimize bağlıyor sanırım. Umarım "normalleşme" döneminde hayatınız biraz yoluna girmiştir. :)
Pandemideki kıstırılmışlık hissinden kaçmaya çalışsamda beni yakalıyor bir yerden:)
YanıtlaSilPamuk’un yeni kitabını merak ediyorum:)
Maviye İz Süren,
SilVeba Geceleri'ni hiç beğenmedim :(
en az 1 aydır ben de dışarı çıkmadım eskiden olsa çok korkunç bulurdum bu durumu... bu durumun sona ereceğine umudum var, sen de kaybetme olur mu :) kendine çok iyi bak
YanıtlaSilArsel'in Okyanusu,
SilTeşekkür ederim <3 Şimdi de maskesiz günler için umut edelim birlikte :)
Çok güzel özetlemişsin canım. Ben de yalnızlığı özledim sanırım :)
YanıtlaSilVe kafa olayına, hem gereğinden fazla düşünen hem de migrenli biri olarak canı gönülden katılıyorum! Ah keşke...
Dağınık Anne,
SilKafa olayı çok iyi olurdu :D
Çok güzel yazmışsın eline sağlık. Benim bloguma da beklerim :)
YanıtlaSilDuygublog,
SilTeşekkürler :)
nice your post :)
YanıtlaSilÖzet gibi güzel.
YanıtlaSilEvin pandemiyle birlikte hepimiz için değişen anlamını güzel ifade etmişsin bence. Gerçekten de evler hem içine sığındığımız hem de bazen boğulduğumuz yerlere dönüştü. Umarım yakında dönmemek üzere biter.
YanıtlaSilArtık evle olan eski ilişkime döndüm ben, "normalleşme" adımlarıyla birlikte evde olmaktan aldığım keyif geri geldi. Tabii bunun da sürekli maske takmak gibi sonuçları oldu. Yine de sorunların farklı mekanlara bölünmesi insanı rahatlatıyor.
SilUmarım dediğiniz gibi yakında bu süreç tamamen son bulur.