2025 yılının sonuna geldik. Bazen
yıllar sadece sayılardan ibaretmiş gibi geliyor. Yaşarken uzun sürüyor ama
geriye baktığımızda anlamadan bir yılı daha tamamlamış oluyoruz. Genelde günü
atlatma mantığıyla geçen günler yaşanmışlık hissi de vermiyor.
Bakalım bu yıl ne kadar kitap
okumuşum?
2025 yılında 66 kitap (okuduğum
kitabı bitirirsem 67 olacak) okumuşum, toplamda 20.323 sayfa ediyor. Günlük
ortalama 56 sayfa ediyor.
Okuduklarıma ortalama 3.1. puan
vermişim. Gözüme düşük göründü. Okuduğum en kısa kitap Agota Kristof’dan Dün
kitabı olmuş. Bu kitabı arkadaşımın nikahı için kuaföre gittiğimizde okumuştum.
Kötü bir kitap değil ama okumasam da olurmuş hissi verdiği için 2 puan
vermiştim. Okuduğum en uzun kitap ise yine bahsettiğim arkadaşımla okuduğumuz Homeros’un
İlyada’sı olmuş. Geçen gün hala kitabı bitirmediğini öğrendim, buradan bitirmesi
gerektiğini hatırlatıyor ve sırada Odysseia’nın beklediğini iletiyorum.
2025’de en severek okuduğum
kitaplar;
-
Küçük Yuvarlak Taşlar – Melisa Kesmez
-
Babil – R.F. Kuang
-
Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın? – Jeanette Winterson
-
Üst Kattaki Deli Kadın – Catherine Lowell (Bu kitabı
daha önce de okumuş gibiyim ama kayıtlarda bulamadım)
-
Medyum – Stephen King
-
Isırgan Otu ve Kemik – T. Kingfisher
-
Şah & Mat – Ali Hazelwood
Bu yıl tekrar Tatar Çölü’nü okudum.
Sanırım 3 yıllık periyodlar halinde bu kitabı tekrar okuma ihtiyacı
hissediyorum. Kitabı ilk kez okuduğumda o kadar sevmemiştim ve Drogo’yu da
anlayamamıştım. Akabindeki okumalarımda her seferinde kitabın farklı yönünü
keşfettim ve çoğu cümlesinde de kendimi gördüm. Tatar Çölü askerlerden ve
kaleden bağımsız, hayatı anlatıyor gibi geliyor. Büyümek, evden ayrılmak, yetişkin
hayatı ve konfor alanı, bekleyişler ve hayal kırıklıkları… Bazen eve döndüğünde,
aslında dönülen yerin artık ev olmaması ve evin bir his olduğunu anlamak…
Bu yıl -yine- çerez okuma ağırlıklı
bir yıl geçirdim. Goodreads listeme bakıldığında dahi ne zaman bunaldığım ve
hayattan uzaklaşmaya çalıştığım anlaşılıyor. Zihnimi susturmak için kendimi
sürekli meşgul ettim; çerez kitaplar okudum, diziler izledim ve reels
kaydırdım. İş hayatının stresini ve gelecek kaygısını bu şekilde görmezden
gelmeye çalıştım.
2025 yılı benim için kendi ofisimi
açtığım ve bağımsız çalışmayı deneyimlediğim bir yıldı. Bu durum bana daha
fazla gelecek kaygısı verdi ama kendi adıma dilekçelerimi imzalamak,
duruşmalara girmek ve çabalamak keyifliydi. Ofisime yılbaşı ağacı aldım; bağlı
çalıştığım ofislerin yapmadığı ama sürekli istediğim bir şeydi.
Bu yıl geçen yıla oranla daha çok
sokak hayvanı besledim, kendime bir tane daha köpek arkadaş edindim. Kış
mevsimini hala çok seviyorum ama onların dışarıda üşüyor olması kalbimi
kırıyor.
Genel olarak rutin hayatımı
seviyorum. Gelecek yıldan kaygılarımın azalmasını, daha fazla seyahat etmeyi
talep ediyorum. (Bu sefer istemeyip talep edelim edelim bakalım. :D)
İyi yıllar herkese.





