2023 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2023 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2024 Pazar

2023 ÖZET

 


2023’ü bitirdik ama ben anca özetini yazabiliyorum. İşte bütün gün bilgisayar karşısında dilekçe yazınca, eve gelince bilgisayarda yazma isteğim hiç olmuyor. Oysa ki aktif olarak blog yazdığım günleri özlüyorum. Çalışırken kendimizden ve hobilerimizden taviz vermemiz beni genel olarak üzüyor.

 

Bu yıl okuma hedefimi düşürdüm ve 60 kitap belirledim. Toplamda 63 kitap ve 14.920 sayfa okudum. Günde ortalama 40 sayfa ediyor. Eski performansıma göre çok düşük ama sanırım bunu kabullenmem gerekiyor. Eskisi kadar çok okuyacak vakit ve enerji bulamıyorum. Bazen odaklanırken bile zorluk çekiyorum.

 


Okuduklarıma ortalama olarak 3.5 puan vermişim. Okuduğum en kısa kitap, Unutma Biçimleri – Marc Auge olurken; en uzun kitap Aristotle and Dante Dive Into the Waters of the World – Benjamin Alire Saenz olmuş. Bu yıl 5 puan verdiğim kitaplar: Sana Gül Bahçesi Vaadetmedim, Kırmızı Karanfil, A Boy Worth Knowing, Adınla Çağır Beni, Sessiz Gezegenin Dışında olmuş. Çalıkuşu ve Harry Potter ve Felsefe Taşı’nı da tekrar okuyarak 5 puan verdim.

 

2023’de 2022 gibi hayatımda büyük ve köklü değişiklilerin olduğu bir yıl oldu. Duygusal olarak 2022 yılında yazdıklarımı bu yıla kopyalasam hiç sırıtmaz. 2023’de yasal stajımı bitirdim, İstanbul’dan memleketime dönmeye karar verdim ve memleketime taşındım, ruhsatımı aldım ve gelecek kaygım gün geçtikçe arttı.

 



Bu yıl verdiğim en doğru karar memleketime dönmekti. İstanbul’da yaşamanın insanı ne kadar tükettiğini iyice gördüm. Yine de zor bir karardı; tek yaşamaktan vazgeçtim, arkadaşlarımı bıraktım, İstanbul’da sevdiğim aktivitelere veda ettim. Memleketime döndüğümde iş açısından verdiğim kararı sorguladığım anlar oldu ama yaşam standardı açısından memnunum.

 

Bu yıl sanırım en çok okuduğum için pişman oldum. Bu konuyu arkadaşlarımla da sık sık konuştuk. Emeklerin karşılığının olmaması 90’lı yıllarda doğanları yıldıran bir konu… Çift anadal yaptığım için üzgünüm. Hukuk fakültesine vereceğim emeği KPSS veya kurum sınavlarına vermeliymişim. 2022 ve 2023’un büyük kısmını stajyer avukat olarak geçirdim ve modern bir köleden farklı olunmadığını gördüm. Sizden bütün ayak işlerini halletmenizi, dilekçeleri yazmanızı ve girebildiğiniz duruşmalara girmenizi bekliyorlar; karşılığında asgari ücret dahi vermek istemiyorlar. Asgari ücret+yol+yemek aldığım büro da sadece şirketlere danışmanlık verip, avukatlık mesleğine dair bir şey kazandırmıyordu.

 



Memleketime döndüm. İlk çalıştığım ofiste çok özgüvenli olduğumu söylediler ve yaptığım her şeye, dış görünüşüme mana buldular. Sigortam yapılmadı ve verecekleri maaş neredeyse asgari ücret ayarındaydı. 1 haftada ayrıldım. Şu an çalıştığım yerden genel anlamda memnundum, tabii ki aksilikler ve zorluklar oluyordu ama benim için daha katlanılabilir seviyedeydi. Ta ki maaş zammı konusunu konuşana kadar… Başlayalı 2 ay olduğu için, maaşıma zam yapılamayacağını, 2-3 ay ‘sebat etmem’ gerektiği söylendi. Zaten ‘normale’ oranla daha yüksek bir maaşla başlamışım ve diğer avukatlar piyasayı yükselttiği için söylenmişler (!). -Avukat avukatın kurdudur- Böylece insanların nasıl 180 derece döneceğini tekrar gördüm. İşe başlarken bana eğer iş yükü fazlaysa hemen söylemem gerektiğini ve maaşıma zam yapabileceklerini söylemişlerdi. Ben de görüşmede bunu hatırlattım tabii. Kısaca çalışılan işe duygusal olarak bağlanmak gerektiği, işyerini kendi işim gibi benimseyip bu gibi durumlarda sabretmem gerektiği ve sonucunda benim de kazanacağım ifade edildi. Ben de 2-3 ay beklemeye söz veremeyeceğimi söyledim. Bana işe başlamadan önce yeni yılda artış yapmayacağını söylese işe başlamazdım. İşyerini, çalışanları duygusal olarak sevsem bile bu durum, her hafta 5 gün bilfiil bir kazanç elde etmek için çalıştığım gerçeğini değiştirmez ki.

 

Aldığım maaş, zam öncesi en düşük memurun aldığı maaştan az bir meblağ blogdaşlarım. Çift anadal yapmış; birini yüksek onur, diğerini onur öğrencisi olarak bitirmiş, erasmus yapmış, daha önce stajları olan, dil bilen biri olarak yaşadıklarımı kabullenemiyorum. Bunlar için mi bu kadar çaba harcadım? Maaşımda hiçbir iyileştirme yapılmaması eğitimime hakaret geliyor ama çıkarsam burada başka iş bulmamın zor olduğunu biliyorum. İş ve duyguların birbirinden ayrılabildiği, maaşların zamanında yattığı ve hak edilenin kazanıldığı profesyonel bir işyeri yeryüzünde var mıdır? Sanmıyorum. Bu gibi sorunlarımı açık açık blogda paylaşmadım bugüne dek ama belki hukuk okumaya karar veren biri görür ve sonrasında benim yaşadığım hayal kırıklığını yaşamaz.  

 

Artık büyük hedeflerim ve isteklerim kalmadı. Hakkettiğime bile ulaşabileceğimden şüpheliyim. Gelecek kaygımın azaldığı, sağlıklı ve huzurlu bir yıl olsun. Kuşlarımla bol bol zaman geçirebileyim, ailemle güzel günlerimiz olsun, arkadaşlarımla görüşeyim ve kitap okuyabileyim. Bunlara ek olarak seyahat edebilirsem sevinirim.

 

Umarım her şey sizler için daha iyidir. Sevgiyle kalın. 



31 Aralık 2022 Cumartesi

ÖZET 2022

 


Bir yılın daha sonuna geldik. Bana Özet yazımı hatırlatan İlkay’a sevgilerimi yollayarak başlıyorum bu yıl ki özetime.


Uzun zamandır yıllık okuma hedefimi tamamlıyordum, Goodreads kullanmadan önce de ortalama bir rakam tutturuyordum. Maalesef 2022 kara listeye giren bir yıl oldu ve hedefimi tamamlayamayarak 61 kitapta kaldım. Bu sayının bir kısmının da çizgi roman/webtoon olduğunu üzülerek belirmeliyim.

 


Toplamda 14,585 sayfa okumuşum, günde ortalama 40 sayfa ediyor. Okuduklarıma verdiğim ortalama puan ise 3.4.

 

Bu yıl okuduklarımdan en çok aklımda kalanlar: Ben Robot, Kış Yolculuğu, Kafamda Bir Tuhaflık, İskambil Kağıtlarının Esrarı, Tatar Çölü (tekrar okudum ve ilk okumama göre benim için çok farklı bir anlama sahip oldu.)

 

2022 hayatımda genel olarak büyük ve köklü değişikliklerin olduğu bir yıldı. Tamamen kötüydü diyemiyorum ama geneline baktığımda çaba, üzüntü, direnme ve kayıp görüyorum. Bu yıl mezun oldum, yasal stajıma başladım, staj yaptığım bürodan ayrıldım, yeni bir yer buldum, anneannemi kaybettik… Beni en çok üzen sonuncusuydu çünkü insanın elinden gerçekten bir şey gelmiyor.

 

Her şeye rağmen kendimizi avutarak hayata devam ediyoruz. Zaman bir şekilde geçiyor. “Zaman değil de dünya geçiyormuş insanın üzerinden.” (Şükrü Erbaş)

Geçen sene önümü daha net görebilmek ve hedeflerime ulaşmak istemişim. Ne hedefim varmış, onu bile hatırlamıyorum. Ancak şundan eminim ki önümü daha net göremiyorum, sanki gün geçtikçe daha da bulanıklaşıyor gibi. Hayata dair hayal kurmayı genel olarak bıraktığım, yoğunluktan ve psikolojik sorunlarımdan kitap bile okuyamadığım bir yıldı. İşten eve döndüğümde yemek yiyip, bomboş diziler izleyip, bomboş hissettiğim zaman dilimleri çoğunluktaydı.

 

Bu sene yine daha önceki seneler gibi gelecek yıldan sağlık, mutluluk, huzur isteyeceğim. Özellikle sağlık oldukça, bir şekilde devam edebiliyoruz.

 

Herkese iyi yıllar, sevgiyle kalın.