“Ah o yeşil ışık!” diye haykırmak istememe neden olan kitabımız,
1920’lerde geçiyor.
Gatsby, muhteşem olan, aranıp bulunamayan erkek modeli. Aşkına
sadık, inatçı ve biraz da çılgın… Cafcaflı partiler verip, sevdiğini bekliyor.
Beklemek her zaman güzel midir?
Kitap, çağdaş dünya klasiklerinden ama okurken klasikmiş gibi
hissetmedim. Gayet akıcı, kolay okunabilen bir eser.
Filmini izleyip ardından kitabı alan ben, Gatsby’i Leonardo
DiCaprio’dan başkası olarak hayal edemedim. Elinde kadehi, arka planda havai
fişekler, en güzel takım elbisesini giymiş, satırların arasından bana doğru
bakar gibiydi.
Gatsby bana göre saplantılı bir karakter ve Amerikan Rüya’sının
çöküşünün temsili. Sevdim mi derseniz, evet Gatsby sevdiğim karakterlerden biri
oldu.
“İnsan davranışlarının yaslandığı yer sağlam kayalar da olabilir, kaygan bataklıklarda; ama neye yaslandığı bir yerden sonra çok da umurumda değil.”
merhaba :)
YanıtlaSilfilmini izledim ben de, kitabın tadı ayrı oluyor tabii :)
sevgiler..
Merhaba :)) İkisininde tadı farklı oluyor :))
SilFilmini de kendini de çok sevmiştim. Ah o sarı otomobil...
YanıtlaSilÜf sonu çok adaletsiz bitmişti ama ya :( çok üzüldüm Gatsby'e...
Yine Gatsby'nin o bekleyişi, çaresiz sevgisi, çabası... Ne karakterdi ama... :)
Genelde kitapların yanında, filmler zayıf kalır ama bunda ikisi de çok güzeldi. Sonu beni de çok üzdü, haksızlık ya :/ Unutulmayacak karakterlerden biriydi.. :)
SilMerhaba, hoş geldiin :)
YanıtlaSilokudum güzel ivit :) yazarın sevgilisi de menşuur :)
YanıtlaSilBilmiyordum, öğrenmiş olduum :))
Silben filmi izlememiştim ama yine de leo'yu kafamda canlandırmıştım:) o arada çok olumsuz yorum okumuştum kitap hakkında, "zorla bitirdim, hiç güzel değil, yarım bıraktım" vs. düşük beklentiyle okuduğumdan mıdır nedir sevmiştim ben de kitabı ve karakteri:)
YanıtlaSilBen hiç yorumlarını okumadım ama şaşırdım şu an. Kitap benim için çok akıcıydı çünkü :)) Leo cuk diye oturmuş cidden :D
Sil