3 Nisan 2016 Pazar

32) LEYLA'NIN EVİ - ZÜLFÜ LİVANELİ (KİTAP+TİYATRO)


Remzi Kitabevi
286 sayfa

 
Leyla’nın Evi ilk okuduğum Livaneli kitabı. Oyunu olduğunu gördüğümde, tiyatroya gitmeden bitirmeliyim dedim. Böylece rafta tozlanmaktan kurtuldu. :D

Leyla’nın Evi, Bosnalı yalısında ve Beyoğlu’nda geçiyor. Bu nedenle oldukça güzel boğaz betimlemelerine sahip… Bazen yalıda yaşıyormuş gibi hissettim. –Nerde o günler? :D-

Leyla yani ana karakterimiz, yaşlanınca olmak istediğim kişi. Bilgi birikimi,  kibarlığı, inceliği takdire şayan… Onu klonlayıp, her yere yaymak isterdim. :D

Kitap karakterlerin geçmişleri üzerinden ilerliyor. Karakterler iyi kurgulandığı için, onları tanımak geçmişlerini öğrenmek zevkli. Bir süre sonra kendinizi Leyla’yı, Yusuf’u Rukiye’yi tanıyormuş gibi hissediyorsunuz.

Kitap güncel sorunlara da değiniyor. Gerçi kitabın ilk basımı 2006 ama değindiği problemler artarak devam ediyor. Mesela bir karakter şeyhe gitmeye başlıyor ve cemaatine katılıyor. Kitaptan alıntıyla o zihniyete/sizliğe göz atalım: “Evvel ezel İslam ümmetinin yaşadığı Osmanlı mülküne yetmiş beş yıl önce bir deccal gelmiş ve halifeyi kovarak ülkeye dinsizliği yerleştirmişti.”

Bu konu hakkında yazılıp, söylenecek çok şey var. Okuyunca bile tepemin atması gibi, her gün okula giderken ve okulda gördüğüm manzaralar gibi… ‘Ah’ denilecek çok fazla olay… Ama konumuz Leyla’nın Evi.

Kitapta en önemli noktalardan biri de karakterlerin zıtlığı. Tüm kahramanlarımız birbirinden farklı hatta bazı noktalarda taban tabana zıt kişiliklere sahipler. Orta yolu bulabilecekler mi? J

Akıcı, iyi kurgulu ama çok da hareketli olmayan bir kitap istiyorsanız, Leyla’nın Evi’ni es geçmeyin. J

“İnsanlar yaşlanıyordu, bunun ayrıcalığı yoktu ama yaşlanan insanların bir kısmı olgunlaşmış olarak, bir kısmı ise olgunlaşmadan ölüyordu. Bunun püf noktası ise bir insanın “Nasıl görünüyorum?” sorusundan, “Nasıl görüyorum?” aşamasına geçmesiydi.”

“Çünkü o zamanlar Kemal ismi, bir ölüm kalım savaşının ve varolmanın simgesiydi.”



Tiyatroya gelelim. :D

Öncelikle kadro müthişti. Celile Toyon hayalimdeki Leyla’yla birebir örtüşüyordu. Özellikle eldivenine bayıldım. Yusuf için düşündüğüm tip kesinlikle Halim Ercan değildi. Hatta kendisini biraz itici bulurum. Ama oyunda karakterin hakkını vermişti.  Fatih Dönmez’de bence bir Ömerlik mevcut. :D Ahmet Uz ise Ali Yekta Bey’e can verdi. Ayça Varlıer, Rukiye/Roxy karakteriyle izleyiciye kendini en çok sevdiren oldu. Son olarak Dicle Alkan Necla’ydı ve kırmızı elbisesine bayıldım. :D


Konuda ufak değişiklikler yapılmış, bazı olaylar atlanmış olsa da beni memnun etti. Yine de eğer izleyecekseniz, kitabı okuyup izlemekte fayda var. :D

Asıl değinmek istediğim konu ise tiyatroda nasıl davranacağımızı bilmememiz. Bir oyuncuyu en çok anlayan, anlaması gereken yine bir oyuncu değil midir? İzleyicinin telefona bakması, fısıldaşması hatta abartarak böğürmesi bir tiyatro sanatçısı için rahatsız edici ve dikkat dağıtıcıdır.

Salonun arka sırasını Tiyatro Kulübü ele geçirmişti. Telefona bakılmasından falan yakınıyorlardı. Şimdi soru geliyor, telefona en çok bakan, sessize almayan, oyunun ortasında mesaj seslerini duyduğumuz kesimin Tiyatro Kulübü olmasına ne diyeceksiniz? Gülünecek yerde anırarak gülen (eşeklerden özür diliyorum), alkışlanacak yerde dövüyormuş gibi alkışlayan bir kulüp. İronik değil mi?

Kısaca biz tiyatro olsun, sinema olsun izlemeyi bilmiyoruz. Saygılı olamıyoruz. Dinleyemiyoruz, illaki kendi yorumumuzu yapacağız. Yazık. 


43 yorum:

  1. Konstantiyye oteli ve Kardeşimin hikayesini okudum bende ve ikisini de beğendim. bunu da okuyabilirim diye düşünüyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap Güneşim,
      Onları okumadım ama bunu seversin bence :)) Ben de onları severim :D

      Sil
  2. Kağıt Salıncak :) Zülfi Livaneli'nin ilk okudğum kitabı Leyla'nın evidir hatta Ayça Varlıer'i çok sevmeme rağmen bir türlü gidemedim tiyatrosuna :( Şuanda da Livaneli'nin başka bir kitabını okuyorum ne güzel tesadüf oldu bu böyle <3 <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gözde'nin Blog Günlüğü,
      Harika bir tesadüf gerçekten :* Umarım gidebilirsin, kesin seversin :))

      Sil
  3. Zülfü'nün üç kitabını okumuştum. Bir ara müptelasıydım kitaplarının, şahsını kendime çok yakın hissettiğim için askerlik arkadaşımdan bahseder gibi bahsediyorum :D Leyla'nın Evi'yle bir geri dönüş yapayım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nazlıhan,
      Müptelası olunacak gibi :D Ben de diğer kitaplarını okumak istiyorum :)) Leyla'nın Evi'ni umarım seversin :))

      Sil
  4. Ne güzel anlatmışsın merak ettim şimdi kitabı alacağım kitapların içine bunu da ekliyeyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sessizkaldım,
      Okuyunca yorumunu bekliyorum, seveceksin bence :))

      Sil
  5. Çok severek okumuştum ama ben oyuna gidemedim bir türlü.

    YanıtlaSil
  6. İki kitabını (Serenad, Kardeşimin Hikayesi) okumuş ve tarzını beğenmiştim. Bunu da okuyabilirim.

    YanıtlaSil
  7. İki kitabını (Serenad, Kardeşimin Hikayesi) okumuş ve tarzını beğenmiştim. Bunu da okuyabilirim.

    YanıtlaSil
  8. Ben de Leyla gibi olmak istiyorum :) Nasıl görüyorum aşamasına geçmesi.. bu nasıl güzel bir cümledir. Ne kadar olgun değil mi. Teşekkürler bu paylaşım için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demirkadın Demir,
      Gerçekten öyle :)) Ben teşekkür ederim, umarım Leyla gibi oluruz :))

      Sil
  9. Merhaba ;
    İnanır mısın bu kadar tesadüf olamaz ... Elimde ben yeni kitabı değil de Leyla'nın Evi'ni hatırlatayım yazı yazayım diye bekliyordu ... Bir ara tiyatroya gitsem de öyle yazsam dedim ...
    Veeee şahane olmuş emeğine sağlık. Katılıyorum sana ; hiç bir şeyi tam olarak beceremiyoruz.
    Teşekkür ediyorum paylaşımın için ..
    Güzel ve keyifli bir hafta diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Didemika,
      Ne güzel bir tesadüf olmuş :)) Senden de Leyla'nın Evi yorumu bekliyorum :))
      Ben teşekkür ederim :D

      Sil
  10. Livaneli'nin hiç kitabını okumadım ama Veda filmini severek izledim, bu kitabı da merak ettim. Tiyatroda o şekilde görgüsüzce davrananlara ne diyeceğim bilemiyorum yuh yani!!!! :( Çok teşekkürler tanıtım için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bücürük ve Ben,
      Veda'yı ben de sevmiştim :)) Tiyatro, sinema gibi sanatlarda çok dikkatsiz davranıyoruz :((

      Sil
  11. Zülfü livanelinin serenad adlı kitabını okumuştum bayilmistim. Bu kitabını hiç duymamıştım bak.

    YanıtlaSil
  12. ben hiç livaneli okumadım daha yaa. hem kitabını okuyup hem tiyatroyu izlemek çok keyifli olmuştur :) o telefonunu sessize almayanlar beni de gıcık ediyo :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi Poşet Kitap,
      Denemelisin bir ara Livaneli'yi de, ben sevdim, umarım sen de seversin :))

      Sil
  13. Ne güzel iş. Önce okuyup sonra izlemek. Gel gör ki şehrimin adı Adıyaman belki ayda bir yapılır tiyatro şeysinden o zaman da o bahsettiğin tiplerin bastığı bir mekan oluverir salonlar. Neyse sakinim tamam :D
    Gülücüklü Kal...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Talha,
      O tipler olmasa her şey daha güzel olacak gibi değil mi? :D Olsun, ben de sürekli gidemiyorum tiyatroya maalesef, böyle arada sırada :))

      Sil
  14. Livaneli'yi çok severim, tüm kitaplarını okudum. Bu da çok güzeldir. Tiyatro ve sinema konusunda da size katılıyorum, bizim insanımızın eğitime ve empati kurmmayı öğrenmeye çok ihtiyacı var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blana K,
      Umarım ben de tüm kitaplarını okuyabilirim :)) Bence de, bunu öğrenmeliyiz :))

      Sil
  15. hiç okumadım yazarı ama tiyatrosu ha ay buna gidebilirim yaaa nerde gittin seeen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone,
      Kırklareli'de gittim Deep :D Ama İstanbul'a da gelir yakında :D

      Sil
  16. Zülfü Livaneli'yi hiç okumadım ama merak ettim şimdi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nursalkımı,
      Diğer kitaplarını ben de okumadım :))

      Sil
  17. Livaneli'den sadece Mutluluk kitabını okumuştum, beğenmiştim de, tavsiye ederim.. Deccal nedir ya bu arada :D Neyse.. :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gözde,
      Kıyamete doğru gelecek şeytanımsı yaratık gibi biliyorum ben de :D Mutluluk'u çok merak ediyorum, filmi de izlemedim :D

      Sil
  18. La la laaa iyiki buldum bu bloguuu tiyatro tavsiyeleri yorumlari:) bugunku ev odevim de burayi iyice dolasmak olsun ozaman:))) sevgiler, beklerim

    YanıtlaSil
  19. Kitabı çok sevmiştim, oyununu da izlemek isterdim ama maalesef imkanım olmadı. Yusuf karakterini Onur Bayraktar canlandırıyordu ama trafik kazasında ölünce yerine başka bir oyuncu geldi. Belki Onur Bayraktar daha iyi bir Yusuf olurdu.

    Tiyatro izlemeyi bilmiyoruz tespitine katılıyorum. Geçen gün izlemeye gittiğim oyunda birinin telefonu çaldı ve adam telefonu açıp şu an oyunda olduğunu konuşamayacağını söyledi. Telefonunun sesini kısmayı akıl edememiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule Uzundere,
      Kesinlikle olurdu. Onu Yusuf olarak daha çok severdim.. Umarım izleyebilirsin :))
      Ah ya... Çok üzücü davranışlar aslında.

      Sil
  20. 6-7 yıl oluyor okuyalı, bir serenad değil ama rahat okunan güzel bir kitap. tiyatro kısmı da facia olmuş:/ öğrenicez inş bir gün adam gibi izlemeyi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap Sevinci,
      Serenad'ı okumadım, okuyacağım umarım :D
      Yakın zamanda öğreniriz inş..

      Sil
  21. Kitabı çok sevdim tiyatrosuna gidemedim ne yazık ki :( bu arada keşif etkinliğinden geliyorum sizi takipteyim bana da bekliyorum sevgiler :) http://efsaninguncesi.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil