 |
2010 - ... İngiltere Suç, gizem, dram |
Bloga izlediğim diziler hakkında hiç yazmamıştım. Bugün Sherlock’un
son bölümünü izledikten sonra düşüntüm taşındım ve unutmamak için yazmaya karar
verdim.
Neyi unutmamak derseniz, dizi hakkındaki düşüncelerimi derim.
Bildiğimiz gibi Sherlock Holmes Arthur Conan Doyle tarafından
yaratılan romanları ve hikayeleri olan bir dedektif. Zaman içinde birçok dizisi
ve filmi çekildi. Bunlardan benim en sevdiğim 2010’da başlamış olan Sherlock
isimli günümüze uyarlanan dizidir.
Sherlock’un bölümleri 90 dakika (1 saat 28 dakika) sürüyor lakin
dizi, sevenlerini yeni bölüm için aylarca, yıllarca bekletiyor.
Diziyi çıktığı zaman izlemeye başlamıştım, o günden beri
Sherlock ve Benedict Cumberbatch benim için özdeşleşti. Filmleri de seyrettim
ama Robert Downey Jr.’ı Sherlock olarak göremedim.
Günümüzde geçen dizide,
Sherlock yine zeki, yine suç çözüyor ama bilgisayar, telefon kullanıyor. Hatta
çok sevgili John Watson’da blog yazıyor. Karşılarına zorlu olaylar çıkıyor,
Moriarty geliyor, zihin yakıcı problemlerle uğraşıyorlar.
Sherlock’un uzun aralarından birinde Tüyap’tan aldığım Sherlock
Holmes Tüm Hikayeleri’ne başladım. Kitapların sırasını araştırmadan okuduğum için mi
bilmiyorum ama bana basit geldiler. Sherlock olayları kazara çözüyor gibiydi.
Dizideki zekasını hikayelerde göremedim, hatta art arda okuduğum için bunaldım.
Kitabı bitirdiğimde Sherlock’u eskisi gibi sevmiyordum ve dizinin yeni
bölümlerini bile izlemedim.
Derken zaman geçti ve bu yaz Londra’dayken arkadaşım Sherlock
Holmes müzesine gidelim dedi. Elimizde haritalar Buckhingham Sarayı’ndan Baker
Street’e yürüdük. Kendimi çok istekli hissetmesem de –malum Sherlock’tan
soğumuşum ya- oraya kadar gitmişken görelim düşüncesi var.
Baker Street’e ulaştığımızda müzenin önünde uzun bir kuyruk
vardı. Ben “Beklemesek mi, tüm gün geçecek” falan diyorum. İyi ki arkadaşım
ısrar etmiş ve girmişiz. Buradan ona kalpler. 💕
Bilet 15 pounddu. 221B Baker Street / Sherlock Holmes Museum toplamda 3
kattan oluşuyor. Sherlock ve John’un oturdukları salon, hikayelerin
canlandırıldığı odalar vs.
Hediyelik eşya almak isteyenler için ise mağaza var. Ben ayraç
almıştım. O gün sadece Buckhingham Sarayı’nı ve Sherlock Holmes Museum’u
görebilmiştik.
4. sezonun başlamasıyla Sherlock yine dikkatleri üzerine çekti.
Dizinin bitmesi söz konusuydu. Sanırım benim final haftamdı. Ben de tatilde
Sherlock’u baştan izlemeye karar verdim.
İlk bölümde jeneriğini duyduğum anda çok özlediğimi fark ettim. Tatilde
hedeflerimden sadece birini gerçekleştirebildim: Sherlock’u bitirdim. Ana
karakterlerimizin yanında Molly Hooper, Irene Adler hatta çok sevmesem de Mary
Watson unutulmaz kişiliklerdi.
4. sezon 3. bölüm “The Final Problem” dizinin sonu olabilir.
Eğer devam etmezse, beni tatmin eden bir final oldu.
Uzun lafın kısası yine Sherlock kitabı okuyup sevmezsem, dönüp
bu yazımı okuyacağım. Dizideki Sherlock’u, özellikle John’u seviyorsun
Salıncak, bunu unutma! The game is on!