 |
83
463 sayfa
|
Sabahları uykulu tramvay yolculuklarımı güzelleştiren bir
kitapla buradayım: Anne of Green Gables. Birçoğunuz Netflix sayesinde isme
aşina olabilir, dizisinin adı: Anne with an E.
Ben de önce diziyi izleyenlerdenim, sevgili Cansu sayesinde
diziyi keşfettim ve bayıldım. Kitaplarının çevrilmesini de istiyordum. Sonra
bir gün telefonuma sesli kitap uygulaması indirdim ve Anne of Green Gables’ı
görünce gözlerim parladı. Böylece yolculuklarım boyunca Anne of Green Gables
bana eşlik etti.
Belirtmem gerekir ki ilk defa bir kitabı dinliyorum. Başlangıçta
dinlerken çok odaklanamadığımı fark ettim ve kitabı telefonuma indirdim.
Böylece hem dinleyip, hem takip ettim, daha verimli oldu.
Konusundan çok kısaca bahsedecek olursam Marilla ve Matthew
kardeşler çiftlikte onlara yardımcı olacak bir erkek çocuk evlat edinmeye karar
verirler. Tanıdıklarına söylerler ancak gelen çocuk Anne olur. Anne’in tuhaf
bir büyüsü ve çekiciliği var, çok konuşmasıyla, konuşmalarındaki romantiklik ve
dramatiklikle, boyundan büyük sözleriyle insanı kendisine bağlıyor.
Kitabın geçtiği yer de çok ilgi çekici –en azından benim açımdan:
Prince Edward Adası. Görmeden sevdiğim, tasvir edilen mekanları derinden
duyumsadığım bir yer oldu.
Anne of Green Gables, diziden farklı ilerliyor. Yani dizi kitaba
birebir bağlı kalmamış, mesela Cole karakteri yok –Şaşırmadınız değil mi?
Kendisini çok severim ama o dönemin romanında olmasını pek beklemiyordum-. Gilbert’ı
da pek okuyamıyoruz çünkü olaylar birazcık daha farklı gelişiyor. Anne ise bana Heidi havası veriyor. Heidi küçüklüğümde favori kitabımdı. Bu durumda
Anne’i sevmemem anormal olurdu. Neyse, ne çok konuştum değil mi? Kısaca tüm
karakterleri seviyorum.
Anne of Green Gables serinin ilk kitabı, devam kitaplarını da
dinlemeye devam edeceğim. Her sabah birkaç sayfa dinlemek huzur veriyor.
Not: Kitap dinlemek için kullandığım uygulama: Librivox. Ücretsiz,
kitapların gönüllüler tarafından seslendirildiği güzel bir uygulama, Anne of
Green Gables için birkaç seslendirme vardı, böylece en beğendiğimi seçebildim.
“My life is perfect graveyard of buried hopes.”
/58
“I’m so glad I live in a world where there are
Octobers. It would be terrible if we just skipped from September to November,
wouldn’t it?” /180
“Yes; but cakes have such a terrible habit of
turning out bad just when you especially want them to be good.” /260
“There must be a limit to the mistakes one person
can make, and when I get to end of them, then I’ll be through with them. That’s
very comforting thought.” /266
“The things you wanted so much when you were a
child don’t seem half so wonderful to you when you get them.” /353
“… we can’t have things perfect in this imperfect
world…” /367