3 Aralık 2019 Salı

KARAYEL HÜZNÜ - BUKET UZUNER

87
Everest Yayınları
77 sayfa


Okula yakın bir sahaf var; eczanelerin, fotokopicilerin, kafe ve bakkalların arasına sıkışmış. Ben çok geç keşfettim, daha önce görmüş olmama rağmen girip incelememiştim. O zamanlar okulu sevmiyordum, bu durum okulun güzelliklerine de gözümü kapatmam anlamına gelmiş. Bu sene hislerim değişti, kampüs bana daha evimmiş* gibi gelmeye başladı. Lafı yine uzattım, sahafı ilk kez sevgili Cansu’yla gezdim. Sonrasında tek başıma veya arkadaşlarımla fırsat buldukça uğradım. Karayel Hüznü de bu ziyaretlerimden birinin ganimeti…

Karayel Hüznü üç hikayeden oluşuyor, ilk ikisini trende okudum: Otuz Yedi Yaş, İkizlerden Biri, Bütün K Harflerinden Uzak. Kitap adını Buket Uzuner’in Metin Altıok için yazdığı şiirden alıyor.

Uzun zamandır Buket Uzuner okumamıştım, fark ettim ki kalemini özlemişim. Trende okumanın büyüsüne de kapılmış olabilirim tabii… Yazarın ilk kez hikâye kitabını okuyorum ve başarılı buldum. Akıcı olmalarının yanı sıra, vurucu öykülerdi bunlar. Sonlarıyla beni şaşırttılar.

Yazarı sevenlere gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. Sevgi ve kitapla kalın.

*Ev deyince, kitapla bir alakası yok, aklıma Ulysses’ Gaze filmindeki sahne (üçlemenin ilk filminin sahnesi aslında ama onu izlemedim, Ulysses’ Gaze’de de o sahne kullanılmış) geliyor hep. Ülkeler, sınırlar, aidiyet, ilişkiler… Düşünmek gerek.
“Bizim evimiz sizin evinizdir. Evimiz… Sınırı geçtik ama hala buradayız. Kaç sınır geçmesi gerek insanın evine ulaşması için?”

“Bir kadının en zengin çeyizi mesleğidir!”

“Kendimi daima her şeyin ve herkesin dışında, adamakıllı uzağında hissederdim. En yakın olduğum yer sınır çizgisiydi. Daha öteye geçemezdim.”

“En kalabalık olduğum yer kendi içimdi. Kendimle yuvarlanabildiğim en derin uçurum, içimdekiydi. Fazlalık, rahatsızlık, sıkıntı yaratmak korkusu duymadan var olabildiğim tek yer. O derin, ıssız, kendimdeki uçurum.”

“Hüznün gölgelemediği bir sevinç yaşamanın tadını hiç bilemem ben. Hiç bilmedim.”

“İnsanlar önyargısız olarak doğarlar. Yıllarca edindikleri önyargılardan tekrar kurtulmalarıysa, yeniden bir doğumu gerektirir. Kendinden doğmayı!”



27 yorum:

  1. Hüznün gölgelemediği bir sevinç yok. Parayı veren düdüğü çalar. Para hüzün düdük sevinç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karmajen,
      Bu fıkrayla büyüdük içimize işlemiş :))

      Sil
  2. Evet bazı yazarlar varki farklı kitap okuyu da kalemi ozleniyor
    Kitap incelemesi için editöre tesekkurler

    YanıtlaSil
  3. Kitap tanıtımı alıntıları ile birlikte çok harika. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Kitaptan alıntılar çok anlamlı. Daha önce okumamıştım yazarı. Bu kitabı da farklı hikayelerden oluşuyormuş. Bu kitabıyla bir şans vermek istedim yazara. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birpembesever,
      Güzel bir başlangıç olabilir, umarım sahafta denk gelirsin ben 2.5 tl'ye aldım :))

      Sil
  5. karayel hüznü ne güzel isim yaa. buket uzuner okudum dört beş tane seviyom ben de. bi de kendisi gezgin ya ondan da seviyom. öykülerini okumadıydıım :) trende okumak sahiden de keyifli olmalı bi de kahve olcak tabiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep,
      Ben de çok beğendim ismini. Kahve de vardı tabii ki, kahve önemli :))

      Sil
  6. güzel bir kitapmış vurucu sonlarıyla..eline sağlık, bu arada sadness karikatürüne bayıldım, keep calm and read a book :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren,
      Sadness karikatürünü ben de çok seviyorum, bizleri çok güzel ifade ediyor bence :))

      Sil
  7. buket uzuner geliboluyu anlattığı kitabını okumuştum güzeldi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyse iyi geceler,
      Benim de yazardan okuduğum ilk kitap o :))

      Sil
  8. Laf uzasın ne olacak:) Sanat yazılarına kişisel olayların, duyguların eklenmesini seviyorum:)

    YanıtlaSil
  9. Ayrıca temanız da çok güzel olmuş, yeni yılı hatırlatıyor. Tebrikler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğitim Pınarı,
      Çok teşekkür ederim, kışlık temanın zamanı gelmişti :))

      Sil
  10. Benim Adım Mayıs'ı ilk okuduğum kitabıydı sanırım . Çok sevmiştim oradaki hikâyeleri.

    YanıtlaSil
  11. en mutlu anlarda bile buruk olmak, güzel anlatmış uzuner seviyorum nahif yanını.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burcu,
      Ben de seviyorum, çok güzel ifade etmiş :))

      Sil
  12. Yazarın seveni çok ama ben henüz kalemiyle tanışmadım. 2020'de Kumral Ada Mavi Tuna ile tanışmayı düşünüyorum.

    Bloguna kış gelmiş. Çok güzel olmuş yağan karlar :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule Uzundere,
      Kumral Ada Mavi Tuna'yı severek okumuştum, geçenlerde anneme de okuttum :))
      Beğenmene çok sevindim, bana da huzur veriyor :))

      Sil
  13. Son alıntıyı çok sevdim ve buna ihtiyacım olduğunu hissettim. Zaten buna ihtiyacım olduğunu hissettiğim için son alıntıyı çok sevmiş olabilirim. Sevmek ne kadar da işlevsel ve çıkar dolu bir eylem. Hiç bu kadar gri ve karamsar olabileceğini düşünmemiştim... diye devam ederek canı sıkılan bir karakter yaratıp hazır başlamışken bir romana dönüştürebilirdim ki bunun için biraz daha uygun bir yer var, kendi blogum :)) Kendi kendime güldüm şu an, parmaklarım aldı başını gitti, ama sevmek'in içinde siyah barındıran bir eylem olduğunu düşünmüyorum. Bence yağmurdan sonra ferahlayan gökyüzü kadar açık veya o yağmur damlalarını seyreden güneşle ortaya çıkan gökkuşağı gibi rengârenk :) Neyse, yorumun da bir sınırı olmalı. Hep sınırlar koyuyoruz veya koyulmuş sınırların arasında sıkışıyoruz. Aaa resmen kendime müdahale edemiyorum. Tamam tamam sustum. Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlu Anlar Koleksiyoncusu,
      Sevgiyi ne kadar güzel tanımlamışsın ki... Yorumun beni mutlu etti, var ol :))

      Sil
  14. İlkay,
    Bana da sevebilirsin gibi geldi :))

    YanıtlaSil